Kaligrafi, Osmanlı Hat Sanatı, Tuğralar
#41
Hep özenirim böyle yazmaya .. Tamamen beceremesemde her zaman bu biçimde yazmaya dikkat ederim .
Cevapla
#42
Güzel Osmanlı Hat Sanatının kimi en güzel örnekleri de Edirne'deki Eski Cami'de....Muhteşem Selimiye Camii ile bu camii için 'Selimi'yenin Yapısı / Eski Camiinin Yazısı' diyor Edirneliler.




0d74ad64fefb9064ef3e83304858a55b.jpg

893cdd16814e131232e511f784f31f95.jpg

809dc0a535fc6e25fde382973de86470.jpg

fe5976ebd69a42712bed700cbe056643.jpg


Sent from my iPad using Tapatalk
Cevapla
#43
Bizim Büyük Evliya Çelebi'mizin "Bursa'nın Ayasofyasıdır" dediği güzel Osmanlı Eseri Bursa Ulu Camii Padişah I. Bayezid döneminde yapılmıştır. Kaynaklar camiinin açılışını 1399 ve 1400 yılı şeklinde farklı veriyor.

Bu camide de çok güzel yazılmış hat yazıları var. Vav'lı olanlar bir ayrı güzel:




74d922d24297b0d83a7e1b2b286f95e8.jpg




d9096c31df5d440d86e5c5983d818253.jpg


Sent from my iPad using Tapatalk
Cevapla
#44
Eski dönemlerde Avrupa yazısında yoğun olarak kullanılan "Gotik" harflerin ilk örnekleri MS. 1000 ile 1250'ler arasında kullanılmış.

"Erken Gotik" diye adlandırılan bu yazının küçük harfleri aşağıda.



800c0e4240fa444299814a07b6ecd83f.jpg


c97bdf9f68edf162a8c1ec2c9cf753f9.jpg


Sent from my iPad using Tapatalk
Cevapla
#45
Bu güzellikleri de paylaşmak istedim:



Osmanlı Hat Sanatının büyüklerinden Sami Efendi'nin Kapalıçarşı'nın Nuruosmaniye kapısı üzerinde bulunan 'celi talik' kitabesi:



13fd08b7d3a07c90af10df53bcc803e2.jpg










Topkapı Sarayı'nın Bab- Hümayun kapısı üzerinde bulunan, muhteşem Mustafa Rakım Efendi tarafından çekilmiş Sultan II. Mahmud tuğrası:





cf978deed4962b3b7e778ea049956e12.jpg







Bu güzellikler de, Hasankeyf'te bulunan Eyyübiler dönemi yapısı Sultan Süleyman Camii'nin çeşme kitabeleri:






152e985810776c4023cc68775a023bea.jpg

da97be24798f6f35730f4dacfb194679.jpg



Sent from my iPad using Tapatalk
Cevapla
#46
5fc8ccd4d386f89231093363338dc779.jpg




6d26b793e3d59e7c7cb0d0477474cce8.jpg




54c54a07046eea3581c0fc7f82bd1bc1.jpg








Çok gençken, yazdıklarını okuyup çok sevdiğim (o sıralarda İTÜ Mimarlık bölümünün efsane Mimarlık Tarihi hocası idi) büyük entellektüel Doğan Kuban'la tanışıp, sohbetler etme şansına erişmiştim. 90'ını geçmiş bu büyük adam hala o müthiş aydınlık zihninden dökülen tespitlerle harika yazılar yazıyor.

Onun tüm kitapları birbirinden güzeldir. Çağdaşlaşma üzerine de yazar, efsane mimari binalar üzerine de, Türk ve İslam sanatı üzerine de. Onun "Sinan'ın Sanatı ve Selimiye Camii" ve "Divriği Mucizesi" adlı muhteşem kitapları da benim dönüp dönüp okuduğum başucu kitaplarımdan.






Doğan Hoca, yıllar önce yayınlanan "100 Soruda Türkiye Sanatı Tarihi" adlı güzel kitabında bakın nasıl anlatmış Hat Sanatını:






"Hat sanatı nedir? Bu sanatın Osmanlı kültüründeki yeri nedir? Hat sanatının önemli temsilcileri kimlerdir?




Hat kelimesi Arapça çizgi veya bir satır yazı demektir. Fakat bugün anlaşılan gelişmiş şekliyle Arap harfleriyle yazı­lan elyazısı anlamına gelmektedir. Arap yazısı daha İslamın ilk çağında kendine özgü bir üslupla ortaya çıkar. İslam öncesi yazıdan esinlenen geometrik karakterli ve önce Kufe'de denendiği için 'Kufi' adını alan ilk yazı üslubunun, sadece yazmalarda değil, fakat mimari dekorasyonda da önemli bir yeri vardır.

İslam sanatında figürün, diğer kültürlerin sanatlarına nazaran daha az kulla­nılması, ve yazının Kuran'ın dediklerini taşıyan araç oluşu, yazıyı müslümanın günlük çevresinde önemli bir statüye kavuşturmuştur. Kuran'ın Alak suresinde Oku! insana kalemle öğreten, bilmediğini bildiren, kerim olan Tanrının adını şeklindeki Ayet ile Peygamberin «yazıyı güzel yaz­mak bir ödevdir, çünkü insanın günlük gıdasının başında okumak gelir» Hadisi, yazıya verilen önemin kaynağını gös­termektedir.

İslam Sanatında çok önemli bir dekorasyon elemanı olan Küfi yazı, Türkiye'de, özellikle Osmanlı çağında pek kullanılmamıştır. Ona karşılık, özellikle Fatih Çağından sonra çeşitli yazı tiplerinde Osmanlı hattatları üstün bir teknik ve artistik düzeye ulaşmışlardır. Yazı, sadece kitap sanatında değil, fakat dini yapıların süslemesinde, büyük dekoratif kitabelerde ve her çeşit küçük eşyada ve Türk toplum hayatında, Bizans devrinde İkonun ve Batının tablolarının yerini alan müstakil levhalarda kullanılmıştır.

Harflerin biçimine, aralıklarına, yazı işaretlerinin kul­lanılıp kullanılmamasına, küçüklüğüne, büyüklüğüne göre adlandırılan yazı çeşitleri vardır. Bunların kullanıldıkları yerler de oldukça belirlidir. Dekoratif bir amaçla kullanılan Kufi yazı dışında, başlıca yazı çeşitleri şöyle özetlenebilir:

Daha çok güzel yazı levhalarında ve kitabelerde, büyük harfli süs yazılarında kullanılan ve en yaygın yazı çeşidi olan 'Sülüs;, ondan daha köşeli, daha küçük harflerle yazı­ yazılmasından meydana gelen ve çok daha az kullanılan 'Muhakkak' ve 'Reyhani', daha dekoratif nitelikte bir sülüs bozması olan ve. resmi belgelerde kullanılan 'Tevki' ve ica­zet (diploma)lerde kullanılan Rik'a'dır. Bu altı yazı çeşidine Aklam-ı Sitte (altı kalem) adı verilmiştir. Genellikle bu ya­zıların çok daha büyük boyutlarda dekoratif nitelikte yazı­lanlatına Celi denir. Türkiye'de özellikle Sülüs Celi'si büyük pano, levha ve kitabelerde çok kullanılmıştır. Bu yazı çeşit­lerinin dışında İran'dan alınan 'Talik', 'Nestalik', fermanlar­da kullanılan karmaşık ve süslü bir yazı olan 'Divani', mali kayıtlarda kullanılan ve bir çeşit stenografi niteliğinde olan 'Siyakat', dekoratif amaçlarla Sülüs yazının simetriğiyle be­raber çift yazılmasından meydana gelen 'Müsenna' gibi yazı çeşitleri vardır.

Hat sanatının İslam kültürü içindeki büyük önemi bu alanda pek çok sanatkarın yetişmesini teşvik etmiştir. Ge­nellikle hattatlar, minyatür yapan nakkaşlardan, müzehhip­lerden ve diğer sanatkarlardan daha yüksek bir statüye sahip olmuşlardır. Önemli minyatürlü yazmalarda çoğu kere hattatın ismi bilinir. Fakat ressamınki unutulmuştur. Tür­kiye'de Onüçüncü yüzyılda yetişen, ve sonradan Abbasi Sarayında Halife Mustasım'ın adamı olduğu için Mustasami diye anılan Amasyalı Yakut, Sülüs ve Nesih yazının kaidele­rini yeniden tesbit eden Fatih Çağının yine Amasyalı olan ünlü Hattatı Şeyh Hamdullah (Beyazıt Camisinin giriş kapısı üzerindeki kitabeyi yazmıştır). Kanuni Devrinin ünlü hat­tatı Ahmet Karahisari (Süleymaniye kubbesi yazılarını yaz­mıştır), Onyedinci yüzyılda özellikle Kuranlariyle ün kaza­nan Hafız Osman, Onsekizinci yüzyılda Mustafa Rakım, ta­lik yazı çeşidinin en tanınmış temsilcisi Mehmet Esat Ye­sari bugün hemen hemen ortadan kalkmış olan bu sana­tın büyük ustalarıydı.





Sent from my iPad using Tapatalk
Cevapla
#47
4c29af3195812447860ed6a6e6c37422.jpg


edaf769b96c5223305e43e799b5b705e.jpg







"Kalem Güzeli" adlı kitaptan:



YAZI BÜYÜTME USULLERİ:

Celî yazı yazmak esâsen zordur. Kalem kalınlığı arttıkça bu zorluk da ar­tar.

Hele Sülüs ve Ta'lîk celileri ve bun­ ların müsennâ şekilleri ayrı birer ekol teşkil edecek kadar san'atta husûsî bir ehemmiyet ve mevkî almışlardır. Bil­hassa İstanbul'un fethinden sonra git­tikçe yayılan bir seyir almış ve Osmanlı hattatlarının elinde her biri ayrı bir es­tetik kıymet hâline gelmiştir. Bu sebeble her Celî yazının kendisine mahsus bir takım usûl ve kaaideleri de vaz' olunmuştur.

Kalemle yazılmaları mümkün olmıyacak kadar kalınlaşma­sı gereken Celî yazının en büyük örne­ğini Büyük Ayasofya mâbedindekî Cihar-yâr levhalarında görürüz. Kadıasker Mustafa İzzet Efendi merhumun mahâreti eseri olan bu ya­zılardan daha irisinin hat tarihinde yer almış olduğu bizim mâlûmumuz değil­dir.

Bunların herbiri bir san'at âbidesi­sir. Mimarlıkta Ayasofya ile Süleymaniye'nin mevkîleri ne ise, bu yazılar da hat san'atında ve bilhassa Celî eko­lünde öyledir.

Kalınlıkları 37,5 santim olan ve bu kalınlıkta bir kalemle yazma­ ya imkân olmayan bu yazılara kalemle yazılmış gibi gereken estetik hüviyeti sağlayabilmek, cidden merâkla ince­lenmeğe değer bir mes'eledir. Çünkü yüksek bir kudret ve tekniğe muhtaç olan bu levhalara, bir de kalemsiz yaz­mak kazıyyesi inzimam edince hayret etmemek elden gelmez. Mecazî yazı­lardan olmasına rağmen böyle demek ve hayret etmek, işin î'caz noktasını ifâde etmiyeceğine göre, bunların na­sıl yazıldıklarını veyâ yapıldıklarını an­latmak için yazı büyütme usûllerinden bahsetmeyi gerekli buluyoruz. Bu usûllerin en meşhûru ve kolayı satranç yâhut murabbaât usûlüdür. Son za­manlarda fotoğrafla ve aks-i hayal sûreti ile de yazı büyütme imkânı elde edilmiştir.

Murabbaât (Satranç) Usûlü: Yazılması matlûb olan mevzû beyaz kâğıda mürekkeple yâhut siyah kâğıda zırnıkla küçük kıt'ada yazılıp tashih edi­lir. Levha olacakmış gibi mükemmel bir hâle getirildikten sonra üzerine aşağıdaki resğmde görüldüğü üzere müsâvi eb'adda küçük ve muntazam murab- ba'(kare)lar çizilir. Sağ ve alt kenarla­ rındaki murabba'lara resimde görül­düğü gibi sıra numarası konur.

Sonra, yazının büyüyüp de levha olarak bulunacağı mevkie göre olan eb'âdı bir kâğıda tesbit olunur. Bu kâğıd üzerine aşağıdaki resimde görül­düğü gibi küçük kâğıddaki murabba'lar adedince murabba'lar resmedi­lir. Büyük murabba'ların küçüklerin kaç misli olduğu ölçülür. Aradaki nisbet ne ise, asıl yazı da o nisbette büyü­yecek demektir.

Sonra büyük murabba'lar ya tek bir kağıda yahut dört,sekiz veya onaltı ufak parça hâlinde müteaddid kâğıdla­ra resm olunur. Bu parçalar birbirlerine yapıştırılarak yekpâre hale getirilir. Bu­nun da sağ ve alt murabba'ları küçük­ teki gibi numaralanır.

Sonra küçük murabba'lara bakı­lır, yazı bunların neresinden geçiyorsa büyük kâğıddaki isâbet ettiği murabba'lar üzerinde yerleri kurşun kalemi ile hafifçe işâret olunur ve böylece tek­mil yazı resm edilir:

Sonra, küçülten dürbünle baka baka, aslı ile kontrol ede ede, gereken tashihler yapılır. Eğer bu yoksa, göz ka­rarı ile uzaktan kontrol ederek düzelti­lir. Sonra iğnelenip kalıp haline getiri­lir."





00e2bf65989abf2a80af6ec658fde444.jpg




Sent from my iPad using Tapatalk
Cevapla


Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
  Bir Osmanlı Berberi - Gravür ohtararan 1 3,582 03/06/2013, Saat: 23:12
Son Yorum: Fallschirmjäger

Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: