|
Uzakdoğu Savunma Sanatları
|
05/09/2014, Saat: 22:12
Bir dönem evimde kum torbası vardı.
İçinde kum değil çapıt,çaput,kumaş kırpıkları vardı. Kum zamanla beton gibi olduğu için kat kat kum ve mısır dolduranlar da var.  
Osmanlı tokadı konusunda duyduğum bir rivayeti ekleyeyim. Osmanlıda düzenli ordu haricinde özerk bir yapıda olan uç beylerine bağlı akıncılar seferlerde öncü olarak yer alır ve kılık-kıyafet ve teçhizat olarak düzenli ordudan farklı oldukları biliniyor. Bu akıncılardan deliler isimli bir grubun devasa yapılı gözü kara olanlardan seçilip düşmana korku vermek için önsaflara konurmuş. Bu grup saçı sakalı uzun olarak ve kefen benzeri beyaz kıyafetleriyle ön saflarda ve hendeklerde silahsız dururlarmış. Çünkü mermerde antreman yapmaktan dolayı eller nasırlanır ve düzgün kılıç tutamazlarmış. Osmanlı tokadını meşhur edenin bu grup olduğu söylenir çünkü tokadı genelde askere değil düşman atlarına karşı kullanırlarmış. 'Barbar Türkler' imajımıza bu bir tokatla atı deviren arkadaşların büyük katkısı olduğunu düşünüyorum.
 Ekleme: Herhangi bir uzakdoğu sporuyla uğraşmıyorum, hiç ihtiyaç da duymadım, inşallah ihtiyaç da duymam, son kavgamı sanırım lisede yaptım. Bir çok arkadaş uzakdoğu sporlarının felsefe kısmını itici bulmuş ama benim gözlemim felsefesiz olarak amatörce bu sporları öğrenenlerin iletişim yollarını kapatmaya daha meyilli olduğu ve saldırganlaşmaya yatkın olduğudur. Tıpkı belinde silah taşıyanların çoğunun hareketlerinin değişmesi gibi. Herhangi bi sporu ustalık derecesinde bilenlerde ise tam tersine bir sakinlik ve ağırbaşlılık görülüyor. O nedenle bence bu sporlarla herkes değil gönül verenler ilgilenmeli. Ya da ilginenler kendine sıklıkla telkinde bulunup kişiler arası iletişimi koparmamalı. 
06/09/2014, Saat: 01:19
15/09/2014, Saat: 22:30
Çocukluk arkadaşım Ercan Şarbat hayatını Ninjitsu sanatına adamış, 15.Dan Şidoşi' dir. İstanbul Anadolu yakasında "Bujinkan Haburamu Dojo" nun sahibi ve eğitmenidir.
İlgilenen olursa diye: https://www.facebook.com/BujinkanTR 
15/09/2014, Saat: 22:48
Savunma sanatı , savunma sporu , saldırı sporu gibi kavramlar tamamen uydurmadır. Ticaret kokar , pazarlama kokar ve realitede hiçbir gerçekliği , gerçekçiliği söz konusu değildir.
Dövüş sporlarıyla uğraşıp gerçek anlamda kendini korumak isteyen kişiler ya tam temaslı sporlarla uğraşmalıdır. Ya da grappling. Bu boks olur , kick boks olur , muay thai olur , karate ( kyokushin , ashihara , enshin vb shotokanı saymıyorum ) , güreş , bjj vs. Özellikle Çin kökenli sporlardan uzak durulmalıdır. ( full contact sanda hariç )Bilhassa Kungfu ve türevleri. Sebebine gelince bunlar çoğunlukla imajiner sporlar olup , realitede hiçbir faydaları yoktur. Salt sağlıklı yaşam amaçlı yapılacaksa dahi Türkiye ' de yapmamak da fayda var. Çünkü Türkiye'de Kungfu öğrettiğini iddia eden kesim çoğunluğu taekwondo kökenli ( ki onu da müsabık olarak hakkıyla yapmış kimseler değillerdir) ve tüm bildiği Kungfu kültürünü Bruce Lee filmlerinden edinmiş kimselerdir. Kısacası Kungfu nun K sini bilmezler. İstanbul da birkaç hoca var işi hakkıyla Çin de öğrenip , düzenli olarak Çine gidip gelen. Lakin dediğim gibi sadece sağlıklı yaşam için düşünülmelidir. Sırf sağlıklı yaşam için yapılacaksa Shotokan karate , taekwondo gibi sporlar da var. Mevzu çok derin konu ancak yine de belirteyim. Türk savunma sporu olduğunu iddia eden ( başlıkta da ismi zikredilen sayokan vb) sporlardan da uzak durun. Bunlarda çakma karatedir. Genelde bu tür saçmalıklar Karate camiasından çıkar. İşinin ehli karatecilere saygım sonsuz. Özetle full contact spor dalllarıyla ve içinde aliveness barındıran sporlarla uğraşın. Kungfu , Aikido , Krav Maga ve Türk Savunma Sanatı olduğunu iddia eden ve bunu kolpadan bir tarihi hikayeye bağlayan kişi ve kurumlardan uzak durun. Bunlar dövüş sporlarının kartuşlularıdır  Sporla kalın 
15/09/2014, Saat: 23:31
(15/09/2014, Saat: 22:10)ihtilaf Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Konu soğumasın Sen benimle dalga geçiyorsun ama benim güreşte Yozgat dördüncülüğüm var. Gerçi dört kişi katılmıştı ama olsun 
“Kesin bilgi ancak çok az bildiğimiz zaman mümkündür. Bilgi miktarımız arttığında şüphemiz de artar.”
Goethe
15/09/2014, Saat: 23:53
|
|
« Önceki Konu | Sonraki Konu »
|
