Arkadaşlar haddim olmayarak ve biraz bencil davranarak uzun uzun yazacağım. Kusura bakmayın.
Yaşım 27, ilk olarak bunu belirteyim.
Öncelikle
@SumNauta,
@Serjames (3 yıl önce Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı’ndan tezkere aldım. Tören taburundaydım. Cumhurbaşkanı'nın ve Genelkurmay'ın resmi törenlerini düzenlerdik. Genelkurmay törenlerinde söyleyeceğimiz marşlara er gazinosunda hazırlanırken her şeyi bir kenara bırakıp bağıra bağıra söylediğimiz, en sevdiğim türkü/marş idi “Hoş Gelişler Ola,” bir tek ben dinliyor/seviyorum sanırdım
),
@FurkanY,
@bayercy,
@Lorenzo,
@ustaci
arkadaşlar; forumumuzda beğenme butonu olsaydı yazdıklarınıza karşılık defalarca beğen butonuna basacaktım. Ne yazık ki yok. Umarım bir gün olur
Diğer arkadaşlar,
@dikdik_s,
@Oguzhan53,
@DeaKeN,
@ahraz,
@mcema,
@Nani Kuş,
@marek,
Katkılarınızdan dolayı çok teşekkür ederim.
Bu genç yaşımda ev sahibi gibi sizlere teşekkür etmeyi borç biliyorum kendime.
Evet.
Çünkü çok korkuyorum: etrafımda, arkadaşlarımda, dostlarımda ve hatta ailemde gördüklerimden çok korkuyorum.
Şöyle: Ben şu an ki hükümet ve emperyalist devletlerin karşısında bulunarak ve onlara düşman olarak büyüdüm.
İyi ki de öyle oldu.
Sizin için bu süreç farklı olmuş olabilir. Saygı duyarım.
Bunlar önemli değil.
Kime nasıl düşman olduğumuz değil, asıl tehlikeyi belirlemek bugün önemli olan.
Gördüklerim neler?
Darbe girişimleri oldu, farklı süreçler yaşadık.
Burada da gördük ki bildiğimizden ve tahmin ettiğimizden daha büyük düşmanlarımız/belalarımız var başımızda.
Ve şimdi görüyoruz ki iktidar/hükümet düşmanı yüzde ellimiz. Evet, ben de.
Ve baktığımızda AB ve ABD bizim hükümeti diktatör olarak lanse ediyor. (Ne kadar doğru olsa da)
Ve bu yüzde ellimiz AB ve ABD’den medet umar durumda şuan.
Sizlere söylüyorum: yapmayın.
Kendi sorunumuzu kendi içimizde çözelim.
ABD Irak’a, Afganistan’a, Libya’ya, Suriye’ye demokrasi götürmedi. Götürmez.
Ve bize de demokrasi getirmeyecekler. Sonumuzun örneklerini üst satırda sıraladım…
Bunları konuştuğum arkadaşlarımdan bazıları, “Avrupa’ya giderim yeea, refah var orada.” diyor. Ben de ülkemizdeki ve Avrupa’ya göç eden, etmeye çalışan Suriyelileri örnek veriyorum onlara.
Sonrası sessizlik.
Mustafa Kemal, Büyük Millet Meclisi’nin bir oturumunda şunları söylemişti:
“Efendiler! Avrupa’nın bütün ilerlemesine, yükselmesine ve medenileşmesine karşılık Türkiye tam tersine gerilemiş ve düşüş vadisine yuvarlanadurmuştur. Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa’dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa’nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa’dan almak gibi bir takım zihniyetler belirdi. Halbuki, hangi istiklal vardır ki Ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin? Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir!”
https://youtu.be/BwvM56RXUT0