Yaşlı Büyüklerimizin Tecrübeleri
#11
@Nani Kuş komşum, ben de babamı düşündükçe sizin gibi kendimi amatör hissediyorum.

Bu eli öpülesi yaşlılarımızın ciddi ciddi nefis tıraşlar olmasını, yılların birikimi teknik oturmasıyla birlikte, ekipmanlarına ve alışkanlıklarına sadık kalmalarına da bağlıyorum. Sizin deyiminizle "kokoş" Smile yumuşatılmış haliyle "meraklı" benim modifiyemle "araştırmacı" gelenekselcileriz biz. Ama bunun kötü bir şey olduğunu düşünmüyorum. Çünkü bizler, geleneksel tıraşı hobi kulvarında, klasik gelenekçilerden farklı bir bakış açısı ve zevkiyle içselleştirerek yaşayan insanlarız. Kim bilir, belki babalarımız da kendilerini zamanımıza güncelleme şansına sahip olsalardı, belki de bizden beter araştırmacı olurlardı. Hiç şaşırmazdım, bu geni başka kimden almış olabiliriz ki zaten Smile

Sevgi dolu saygılarımla..
Cevapla
#12
Hakikaten şimdi düşününce ben de hatırlıyorum, bizim gibi çeşitli ve pahalı ürünleri de yoktu ama tertemiz ve yakın tıraş olabiliyorlardı. Pamuk gibi de yüzleri vardı. Nasıl yapıyorlardı acaba bunu?
Cevapla
#13
(20/08/2016, Saat: 00:07)msakalli Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Hakikaten şimdi düşününce ben de hatırlıyorum, bizim gibi çeşitli ve pahalı ürünleri de yoktu ama tertemiz ve yakın tıraş olabiliyorlardı. Pamuk gibi de yüzleri vardı. Nasıl yapıyorlardı acaba bunu?

@msakalli hocam, genetik avantajı saymazsak, bence ekipmanlarına mecburen sadık kalmaları buna etken olabilir, diye düşünüyorum. Sahip oldukları çok sınırlıydı. Tek tıraş aleti, bir veya iki jilet ve tıraş kremi seçeneği, tek fırça yeterliliği.. After shave mi, o da ne? Eyüp Sabri Tuncer limon kolonyası, tıraş sonrası tek seçenekleriydi. Kullandıkları ekipman ne olursa olsun, ciltleri o denli alışmıştı ki, pamuk gibiydi yüzleri Smile

Ciltleri bir, en fazla iki kombinasyonlu tıraşa alışmıştı. Ciltleri jileti, kremi, fırçayı iyi tanımıştı. Bizim gibi milyonarca kombinasyona hergün maruz kalıp, farklı farklı savunma mekanizmaları geliştirmek zorunda kalmıyorlardı. Sürpriz yoktu. Her sabah ne ile karşılaşacaklarını biliyorlardı. Rahattı ciltleri.

Düşünsenize sevgili dostum;
Sene 2016

Pre shave ürünleri sınırsız
After shave ürünleri sınırsız
Jiletler sınırsız
Tıraş sabunları sınırsız
Tıraş kremleri sınırsız
Tıraş aletleri sınırsız
Fırçalar sınırsız
Cilt temizleme ürünleri sınırsız

Hesaplasak milyonlarca kombinasyon ile tıraş seçeneği var. Herbirimiz eminim ki en az 1000 komb. denemişizdir. Başarının yolu istikrardan geçer. Meraklı, araştırmacı ve maalesef doyumsuzuz.

Şu gerçeği kabul etmemiz gerekiyor artık: milyonlarca kombinasyonu denememize olanak sunan yüzlerce tıraş materyali varken, hepimizin hararetle aradığı o mükemmel tıraşı hiçbir zaman bulamayacağız. Kazara bulsak da bulduğumuzdan emin olamayacağız.

Tek bir alet
Tek bir jilet
Tek bir sabun/krem
Tek bir fırça

Bir ay sabredelim, eminim en yakın ve en konforlu tıraşı cildimiz bize hediye edecektir. Babalarımız gibi pamuksu cilt hemen yanıbaşımızda aslında..

Sevgi dolu saygılarımla..
Cevapla
#14
Hocam ne güzel ifade etmişsiniz., aynen katılıyorum. Saygılarımla.
Cevapla
#15
2r7txjs.jpg

Babamın tıraş takımı çok mütevazi. 75 yaşında ve hayatı boyunca kullandığı 2. fırça ve 2. tıraş makinesi. İlk fırçası artık suluboya fırçası boyutuna geldiği için resimdeki fırçayı almış, ama ne zamandır kullandığını hatırlamıyor. İlk tıraş makinesini de askere giderken almış, taraksız olarak uzun yıllar kullanmış, bir süre önce  vida kısmı kırıldığı için resimdeki YUMA’yı almış. Üzerindeki kireç tabakasına bakılırsa en az 10 senesi vardır. Tarağını atıp, alışkanlığı üzere çıplak olarak kullanıyor. Jilet tercihi hep Perma Sharp’tan yana olmuş. Kendisine verdiğim jiletlerden Treet hariç hepsini beğendi. Ama Feather’in Perma Sharp kadar iyi olduğunu düşünüyor. Tıraş kremi olarak bakkalda ne varsa onu kullanıyor. Tıraş sonrası kolonya dahil hiçbir ürün kullanmıyor.Tek perde + rötuş şeklinde haftada 3 gün sinekkaydı tıraş  oluyor. Bu arada cildi pamuk kıvamında.

Kendisinden denemesini rica ettiğim Rocnel, Futur, R 41 vs. tıraş makinelerinin hiç birini sevemedi. İstediği/alıştığı yakınlıkta tıraş olamadığını söyledi. Keza Tipsoft porsuk fırçaya da alışamadı.

Babamın da bana tavsiyesi, kendisi gibi tıraş olmam ve hiçbir ürün kullanmamam yönündeydi. Babamın tıraş takımını kullandığım ve yöntemini uyguladığım ilk tıraşımdan itibaren hep sıkıntı yaşadım. Tavsiyesi bana uymadı. Sonrasında kendi yöntemimi buldum.

İş dönüp dolaşıp cilt yapısı/kişisel tercihte nihayetleniyor. Babanızda olsa aynı yöntem sizde işlemeyebiliyor.
A momentary lapse of reason.
Cevapla
#16
@Cem Hazir komşum

Allah, babanıza keyifli tıraşlarla dolu, sağlıklı ve uzun bir ömür versin İnşallah.

75 sene.. 60 yıllık tıraş deneyimi ve en mütevazi ekipmanla dahi pamuk gibi bir cilt. İşte budur Smile

Bileği, denettiğiniz aletlere alışmamış olduğu için yakın tıraş olamadığını belirtmiş bence.. 10 yıldır kullandığı aletin açısını kasları artık öyle bir özümsemiştir ki, gözü kapalı tıraş olur.

Biraz sabredip mesela R41 ile devam etse kısa bir süre sonra Yuma'dan vazgeçecek ve daha keyifli tıraşlar yaşayacaktır.

Ama iyisi mi biz, büyüklerimizi o çok zevk aldıkları ekipmanlarıyla başbaşa bırakalım. Çünkü bizim gibi değiller. En mütevazi alet ve fırçalarıyla çok mutlular. Ve bir çoğumuzdan daha kaliteli tıraşlar çıkartıyorlar.

Sağolsunlar, varolsunlar..
Cevapla
#17
Arkadaşlar; yakın çevrenizdeki yaşlılarınız after shave ürün kullanıyorlar mı?
Cevapla
#18
Babam hala haftanın 6 günü traş oluyor, her gün aftershave kullanıyor. Çocukluğum ve babam deyince aklıma aqua velva kokusu geliyor direkt Smile
Hatırladığım en yaşlı kişi annemin dayısı, bundan 20 yıl önce vefat ettiğinde 100 yaş civarındaydı, o da vefat edene kadar kullandı. Onu da bir kez sakallı görmedim.
Cevapla
#19
Geçenlerde tıraş olurken gözümün önüne eskilerden bir sahne geldi. Küçükken babamla berbere gittiğimde orada sakal tıraşı olan adamlar olurdu. Berber tıraşı bitirdiğinde yüzü yıkamadan tekrar bir perde ince köpük sürer ve sonrasında şapla o köpüğü temizlerken yüzü de şaplamış olurdu. Yıllarca bu olayı hiç irdelemedim, araştırmadım, merak da etmedim açıkçası. Pek şap kullanmayı tercih etmem, ihtiyaç da duymam ama arada değişiklik olsun diye kullandığım zaman yüzümü çizdiğini farkettim ve rahatsız oldum. Malum, bizim şaplar kesim olarak çok kötü, pütürlü ve keskin kenarlı. Elimle ne kadar yumuşak kenarlı bir hale getirmeye çalışsam da kısa köşelerde başarılı olamadım. Son kullanımlarımda ben de ince bir köpük sürerek şapı kullandım ve çizme hissetmedim. Belki de eskiden berberlerin şapı bu şekilde kullanmalarının sebebi budur diye düşündüm. Şap kullananlar bir denesin arzu ederlerse, epeyce bir konfor farkı oluyor.
Cevapla
#20
@Niko, @mkeskus @ustaci komşularım babalarınızın mekanı cennet olsun. Babaları hayatta olan tüm komşularımın babalarına da Allah uzun ömürler versin.

@Niko komşum yazınızı okuyunca çok duygulandım. Benim de aklıma rahmetli büyükbabam geldi. 80'lerinde vefat edene kadar hiç tıraşsız görmedim kendisini. Hatta hastalandığında bile babam gün aşırı karşısına oturur tıraş ederdi rahmetliyi. Sağlığında dikdörtgen büyükçe bir tıraş kabı vardı. Bunu çaydanlıktan aldığı sıcak su ile doldurur Arko tıraş kremini yüzüne nokta nokta sıkardı. Ne marka olduğunu bilmediğim (keşke bugün bulsam evinin biryerlerinden) kıl fırçası ile yüzünü köpürtür kelebek makinesi ile 2 perde tıraş olurdu. Tıraş sonrası ise hemen şap ve kolonyasını sürerdi.

Babam da sık tıraş olur ama büyükbabam gibi bir ritüel ile gerçekleştirmez. Elinin altına ne tıraş kremi gelirse onu kullanır ve mutlaka gene markette hangi kullan at bıçağı ucuz bulursa onunla tıraş olur. İlk başladığımda bir heves kanına gireyim dedim ama olmadı. Alışkanlığından vazgeçmedi. Halbuki bizden daha avantajlı nesil olarak ama işte yılların alışkanlığını kırmak kolay olmuyor demek ki.
Cevapla


Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: