Sanat ve Edebiyat Köşesi

[FearOfATG]

@FearOfATG Halk şairi Caner komşum sizden de bir kaç dize alalım.

Foruma uygun edebiyat deyince Sunay Akın - Jilet şiiri aklıma geldi.

Kamaralarında çıplak
kadın resimlerinin asıldığı
savaş gemisinden
bozma bir jilet
her traş oluşumda
hem okşar
hem kanatır
tenimi..

[ahraz]

@Samet Teşekkür ederim can kardeşim. Vakit buldukça yazarım diyorum. Sağolsun Serdar abi de konuyu sabitledi. Diğer komşularında katılımı ile güzel bir içerik çıkacaktır ortaya.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

[OrhanAslan]

Eskilerden, üniversite yıllarından kalma bir şiirle konuya katkı sunmak isterim.  

Nedamet

Sensiz acılarımı yaşarken ben her gece,
Bilmem kaç kez isteyeceksin beni Tanrı’dan...
Dökülürken pişmanlığın dilinden her hece,
Hep beni soracaksın acı gözyaşlarından.

Bir boşluktayım ki sade sensin muhayyelat,
Ruhumu sardı hayalinin kara soğuğu.
İmkansız olsun, benim olmasın abıvuslat,
Zira bana bir zehrâbe aşkın tatlı suyu.

Sevdanı nefes gibi son kez içime çektim.
Bin parçaya bölündü sana tutsak yüreğim.
Her zerresi sana uçtu da gitti yine yâr!
Cismimi alsın serin sular, kara topraklar.

Sen benim olmadıysan da gönlüm hâlâ senin.
Nedametle yazılmış yârim bensiz kaderin.
Elbet buluşacağız bir gün üzülme sevin,
Kafdağı’nda veyahut ukbâda bilmelisin.

Bir hakikattir ki hep yalan sinmiş içine,
Derinlerde bir sükûnet, sır çökmüş dibine.
İmkansız bir aşk son nefesi veriyor orda,
Ne bir düş kaldı ne de yeis yıkık hatrımda.

[dikdik_s]

Orta birinci sınıftayız, entresan eski edebiyatcılardan bir turkce hocamız var Birol diye. Amca entresan televizyon seyretmiyorum diyor, bana mektup yazın diyor. Tam boyle devrimci turkceye aşık hoca profili. Bize odev verdi kısa bir hikaye yazmamız gerek. Ben son dakika ogrencisi oldugum icin, pazartesi teslim edilecek 1 aylık odevi son pazar gunu yazmaya basladım.
Hikayem calısan bir memur genc hanım hakkında, isten eve geliyor yorgun. Evde cok vakit gecirmedigi eve bakamıyor, tamirat tadilat hep yapmak istedigi ama bir turlu yapamadıgı ev hakkında dusunceleri var. En cokta kapı girisinin ustunden acıktan gecen su borusuna sinir oluyor. Neyse kısa hikayenin sonunda kız kendini o boruya astı, kızın ismi de Gunseli. Notlar acıklandı, her zamanki zar zor gecer not Serdar, tam 5 almıs. Hoca tebrik ediyorum karamsar ama harika bir hikayeydi, bu Gunseli ismini nerden buldun dedi. Bende he o annemin ismi hocam dedim. Demez olaydım. Hoca git mudurlere soyle, tum hocalarla bir toplantı anneyi cagırdılar mı. Hani cocuk annesinin ölmesini isteyen sorunlu bir cocuk mu diye gizli veli cagrısı yapmıslar, aile icinde bir sorun mu var soruları esliginde. Anne bir aksam bana geldi, oglum bir sorun mu var vs. diye. Ne alaka dedim. Dedi boyle hikaye yazmısın, dedim ne var hoca edebiyatcı takılıyor, sever boyle karamsar hikayeleri, senin isimde cok yakıstı hikayeye gırgırına yazdım ama notu caktım dedim.
Neyse yakından gozlem ve bunalım olmadıgım sonucu olay atlatıldı.
Sanat derken aklıma geldi. Sanat beklenmeyen kişiden gelince delirdi mi acaba yaftası yeniliyor.

[Serjames]

Orta birinci sınıftayız, entresan eski edebiyatcılardan bir turkce hocamız var Birol diye. Amca entresan televizyon seyretmiyorum diyor, bana mektup yazın diyor. Tam boyle devrimci turkceye aşık hoca profili. Bize odev verdi kısa bir hikaye yazmamız gerek. Ben son dakika ogrencisi oldugum icin, pazartesi teslim edilecek 1 aylık odevi son pazar gunu yazmaya basladım.
Hikayem bir calısan memur genc hanım hakkında, isten eve geliyor yorgun. Evde cok vakit gecirmedigi eve bakamıyor, tamirat tadilat hep yapmak istedigi ama bir turlu yapamadıgı ev hakkında dusunceleri var. En cok ta kapı girisinin ustunden acıktan gecen su borusuna sinir oluyor. Neyse kısa hikayenin sonunda kız kendini o boruya astı, kızın ismi de Gunseli. Notlar acıklandı, her zamanki zar zor gecer not Serdar, tam 5 almıs. Hoca tebrik ediyorum karamsar ama harika bir hikayeydi, bu Gunseli ismini nerden buldun dedi. Bende he o annemin ismi hocam dedim. Demez olaydım. Hoca git mudurlere soyle, tum hocalarla bir toplantı anneyi cagırdılarmı. Hani cocuk annesinin ölmesini isteyen sorunlu bir cocuk mu diye gizli veli cagrısı yapmıslar, aile icinde bir sorun mu var soruları esliginde.  Anne bir aksam bana geldi, oglum bir sorun mu var vs. diye. Ne alaka dedim. Dedi boyle hikaye yazmısın, dedim ne var hoca edebiyatcı takılıyor, sever boyle karamsar hikayeleri, senin isimde cok yakıstı hikayeye gırgırına yazdım ama notu caktım dedim.
Neyse yakından gozlem ve bunalım olmadıgım sonucu olay atlatıldı.  
Sanat derken aklıma geldi. Sanat beklenmeyen kişiden gelince delirdi mi acaba yaftası yeniliyor.

[ahraz]

Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

[Nani Kuş]

Hahahahah Serdar

[mustbe]

@dikdik_s üstad çok güzel anı

siz yazınca benim de aklıma geldi. ilkokul 8. sınıftayım Türkçe dersinde hikaye yazmamız istenildi. ben de bulamadım yurt dışından gelmişim konu hakimiyeti kuracak kadar sağlam düşünemiyorum. Yabancı bir çizgi filmi kaleme aldım. Hocamız çok beğendi hayret etti bunu sen mi yazdın bir yerde mi okudun dedi. Ben yazdım dedim doğal olarak kadın çok mutlu olmuştu

[MetsGo]

23 Sentlik Asker NAZIM HİKMET ( 1953 )

Mister Dalles,

sizden saklamak olmaz,

hayat pahalı biraz bizim memlekette.

Mesela iki yüz gram et alabilirsiniz, koyun eti,

Ankara'da 23 sente,

yahut iki kilo kuru soğan,

yahut bir kilodan biraz fazla mercimek,

elli santim kefen bezi yahut,

yahut da bir aylığına

yirmi yaşlarında bir tane insan.

erkek,

ağzı burnu, eli ayağı yerinde,

üniforması, otomatiği üzerinde,

yani öldürmeğe, öldürülmeğe hazır,

belki tavşan gibi korkak,

belki toprak gibi akilli

belki gençlik gibi cesur,

belki su gibi kurnaz

(her kaba uymak meselesi) ,

belki ömründe ilk defa denizi görecek,

belki ava meraklı, belki sevdalıdır.

Yahut da aynı hesapla Mister Dalles

(tanesi 23 sentten yani)

satarlar size bu askerlerin otuz beşini birden

İstanbul'da bir tek odanın aylık kirasına,

seksen beş onda altısını yahut

bir çift iskarpin parasına.

Yalnız bir mesele var Mister Dalles,

herhalde bunu sizden gizlediler:

Size tanesini 23 sente sattıkları asker

mevcuttu üniformanızı giymeden önce de,

mevcuttu otomatiksiz filan,

mevcuttu sadece insan olarak

mevcuttu, tuhafınıza gidecek,

mevcuttu hem de çoktan mı çoktan,

daha sizin devletinizin adı bile konmadan.

Mevcuttu, işiyle gücüyle uğraşıyordu,

mesela, Mister Dalles,

yeller eserken yerinde sizin New-York'un,

kurşun kubbeler kurdu o

gök kubbe gibi yüksek,

haşmetli, derin.

Elinde Bursa bahçeleri gibi nakışlandı ipek.

Hali dokur gibi yonttu mermeri,

ve nehirlerin bir kıyısından öbür kıyısına

ebemkuşağı gibi attı kırk gözlü köprüleri.

Dahası var Mister Dalles,

sizin dilde anlamı pek de belli değilken henüz,

zulüm gibi,

hürriyet gibi,

kardeşlik gibi sözlerin,

dövüştü zulme karşı o,

ve istiklal ve hürriyet uğruna

ve milletleri kardeş sofrasına davet ederek,

ve yarin yanağından gayri her yerde,

her şeyde,

hep beraber,

diyebilmek için,

yürüdü peşince Bedreddin'in

O, tornacı Hasan, köylü Mehmet, öğretmen Ali'dir.

Kaya gibi yumruğunun son ustalığı:

922 yılı 9 eylülüdür.

Dedim ya Mister Dalles,

Herhalde bütün bunları sizden gizlediler,

ucuzdur vardır illeti.

Hani şaşmayın,

yarin çok pahalıya mal olursa size,

bu 23 sentlik asker,

yani benim fakir, cesur, çalışkan, milletim,

her millet gibi büyük Türk milleti.

[ahraz]

Bunca yıl sönmemiş umudum,
Nisan değilse, Mayıs,
Perşembe değilse, Pazar.

Redmi Note 8 Pro cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi