27/07/2013, Saat: 01:41
Cep saati demişken,
Babam 73 yaşında şu an. Allah razı olsun, iteleye kakalaya da olsa bazen de döve söve bir doçent, bir eczacı bir avukat yetiştirdi Allah razı olsun. Haftada bir elini öpmezsem işim rast gitmez. Neyse babamı 2-3 ay önce bir amca aramış. Babama," yavrum sen sünnet olurken babana sana vermesi için bir cep saati almıştım sana verdi mi" demiş. Babam tanımamış önce kimsiniz amca filan ben senin babanın arkadaşıyım yavrum çok yaşlandım sesini duyayım Cemilim (babam), sanki Muratı (dedem) duymuş gibi oldum demiş ağlamış yazık biraz.. Sonra saatten bahsedip durmuş babama. Hala Amasyada oturduğundan, sonra yine saatten bahsedip durmuş..
Babam duygulanmış, bu amca tam 65 sene önce babama bir saat hediye etmiş, dedem bu saati bir iki ay kendisi istimal etmiş ve tam o zamanlarda kan davasından sırtından önce 5 kurşun, sonra 17 bıçak darbesiyle öldürüldükten sonra (ki paltosu hala halamdadır) bu saat de kaybolmuş.
Adamın babamı bunca yıl sonra arayıp bulmasına mı, babamın içerlediği bu saatin kendisine sorulmasından mıdır iki gün kimseyle konuşmadı babam. Babamın ağladığını hiç görmedim ama yalnız ağladığından eminim dedeme aşıkmış. Bana git iyi bir cep saati al gel oğlum bana dedi. Mevlana caddesinde buldum alıp geldim bunu dedi babam, merzifonda şu köye şu kişiye gönder. Onu da yaptım.
Sonra babam bana dedi ki Mustafa, hayatta hiç kimsenin minnetini almayacaksın, kimseye borçlu kalmayacaksın başta Allaha, bir saat 65 yıl masum bir çocuğu takip ediyorsa insanın önemsiz hareketi yoktur hayatta. Şimdi git ve çocuklarınla karınla vakit geçir, onlar senin emanetin dedi ayrıldım yanından, arabada eve kadar ağlamıştım.
Kim cep saati dese içim acıyor şimdilerde..
Babam 73 yaşında şu an. Allah razı olsun, iteleye kakalaya da olsa bazen de döve söve bir doçent, bir eczacı bir avukat yetiştirdi Allah razı olsun. Haftada bir elini öpmezsem işim rast gitmez. Neyse babamı 2-3 ay önce bir amca aramış. Babama," yavrum sen sünnet olurken babana sana vermesi için bir cep saati almıştım sana verdi mi" demiş. Babam tanımamış önce kimsiniz amca filan ben senin babanın arkadaşıyım yavrum çok yaşlandım sesini duyayım Cemilim (babam), sanki Muratı (dedem) duymuş gibi oldum demiş ağlamış yazık biraz.. Sonra saatten bahsedip durmuş babama. Hala Amasyada oturduğundan, sonra yine saatten bahsedip durmuş..
Babam duygulanmış, bu amca tam 65 sene önce babama bir saat hediye etmiş, dedem bu saati bir iki ay kendisi istimal etmiş ve tam o zamanlarda kan davasından sırtından önce 5 kurşun, sonra 17 bıçak darbesiyle öldürüldükten sonra (ki paltosu hala halamdadır) bu saat de kaybolmuş.
Adamın babamı bunca yıl sonra arayıp bulmasına mı, babamın içerlediği bu saatin kendisine sorulmasından mıdır iki gün kimseyle konuşmadı babam. Babamın ağladığını hiç görmedim ama yalnız ağladığından eminim dedeme aşıkmış. Bana git iyi bir cep saati al gel oğlum bana dedi. Mevlana caddesinde buldum alıp geldim bunu dedi babam, merzifonda şu köye şu kişiye gönder. Onu da yaptım.
Sonra babam bana dedi ki Mustafa, hayatta hiç kimsenin minnetini almayacaksın, kimseye borçlu kalmayacaksın başta Allaha, bir saat 65 yıl masum bir çocuğu takip ediyorsa insanın önemsiz hareketi yoktur hayatta. Şimdi git ve çocuklarınla karınla vakit geçir, onlar senin emanetin dedi ayrıldım yanından, arabada eve kadar ağlamıştım.
Kim cep saati dese içim acıyor şimdilerde..