19/08/2013, Saat: 14:43
(Son Düzenleme: 19/08/2013, Saat: 14:49, Düzenleyen: chemistcool.)
Aslında jilet ve sabuna yabancı değilimdir. Değilim dediysemde uzaktan bir merhaba tadında bu tanışıklık.. Tıraşa yıllar evvel Anadolunun ücra bir ilçesinde başladıysanız, tabiki de jilet-fırça-sabun üçlüsüne merhaba dersiniz..Hem şimdiki kadar yaygın kartuş yoktur piyasada hem de ekonomi yapmanız gerekmektedir. Dolayısıyla yokda satılan kelebek makine, jilet, fırça ve tabiki arko sabun ile başlanır tıraşa..
Ama bu beraberlik kısa sürdü benim için. Çünkü kaldığım Devlet Parasız Yatılı yurdunun müdürü değişir değişmez ilk işi jilet, ustura, bıçak gibi her türden kesici alet yasaklanınca mecburen permatik-kartuş olayına döndüm..
Sonrası üniversite, memuriyet, evlilik derken yaklaşık 18 senedir elime jilet almadım..(Sanırım yaşım belli oldu tüh )
Geçen hafta internette gezerken forumu gördüm, okudum, okudukça eski yurt günleri geldi aklıma..Birisi yasakladı diye hala olmadığım ıslak tıraşları, jiletin sakala değdiğinde çıkardığı sesi özlediğimi anladım..
Cuma günü iş çıkışı en azından işe yarar bir makine-jilet-fırça bulmak üzere yola koyuldum..Önce Rosemann den isana porsuk kılı fırça aldım. Sonra, Ankara'da olanlar bilir, Maltepe tarafında askeri malzeme satan yer altı çarşısı var, ordan uzun aramalarım sonucu kıyıda köşede kalmış bir Big Roc marka kelebek tarzı makine, Rapira marka iki farklı jilet ve minik kalem şeklinde şap aldım..
Sonra Atlantis Kipaya gittim, iki tane arko tıraş sabunu, sabunları basacak kapaklı bir cam kap ve züccaciye bölümünde bir tane köpürtme kabı aldım ki tam istedğim gibi..
Eve bu malzemelerle döndüm..Ama içim içimi yiyor..Forumda okumuşum zaten Big Roc makine kullanıp ilk denemede kendini kesenleri.. Tırsıyorum.. Dile kolay 18 yıl sonra elimde jilet var ve ben ne makineye ne de kendime güvenebiliyorum..
Cuma sabah tıraş olmuşum ki 12 saatte sakal ne kadar uzayabilir? elimle dokunuyorum evet sakallar biraz çıkmış ama acaba deneyeyim derken daha mı kötü olurum?
Sonra besmeleyi çekip olaya gireyim dedim..En fazla güzel bir façamız olur dedim..Forumda okuduğum şekilde önce iki kere köpükle sakalı masaj yaparak köpürtüp duruladım, üçüncüde jileti makineye taktım, sıktım ama o da ne kapaklar tam kapanmıyor..Üst tarafları sallanıyor.. Sıkıyorum sıkıyorum bana mısın demiyor.. Sıkılabilecek son noktaya kadar sıktım ve başladım..
ni yüzümde daha doğrusu i yüzümde hissettim..Ve o an hatırladım..Ben erkeğim ve tıraş erkek işi..
Sakince, tüm tavsiyeleri hatırlamaya çalışarak, bastırmadan jiletin kendi işini yapmasına izin vererek, önce yukarıdan aşağıya, ikinci perdede hafik çapraz ekilde kulaktan çeneye ve son olarakta kaldığını tespit ettiğim yerleri bir daha yoklayarak üç perdede tıraşımı oldum..
Tek kelime ile muhteşem..Öncelikle sıfır kesik ki beni cesaretlendiren en önemli faktör, sonrasında kartuşlu makinenin tıraş sonrası bende yarttığı kaşınma ve tahrişten hiç bir iz yok(Sadece çene altımdan çene kemiği boyunca boynuma doğru biraz yanma oldu ama sanırım daha sakal çok uzamadığı üçün biraz tahriş ettim)..Ve tabiki tenimim yumuşaklığı..Geçen yıllar boşunaymış ta sanki daha yeni tıraş olmayı öğreniyormuşum gibi hissettim..
Tıraş sonrası şapı cildime sürdüm, bi kaç dakika bekledim, durulayıp kuruladıktan sonra cildimin geginleşmesi beni hayrete düşürdü..
Cumartesi günü akşam dayanamadım tekrar aynı seramoniyi yaptım..Bu sefer mavi-siyah-kırmızı rapira jileti kullandım, sonuç yine beni tatmin etti ama sanki bu sefer jilet görevini tam yerine getirmedi gibime geldi..Üçüncü perdeyi olurken biraz canım yandı..Hoş yine kesik yada kan görmedim..Pazarı boş geçtim..(Arkadaşlar kesik oldu derken jilet kesiğini mi yoksa sivilcelerin felan kesilmesini mi kastediyorlar bilmedim ama bende ikiside olmadı çok şükür..)
Ve son tıraş..Bu sabah erkenden kalkıp güzel bir duş arkasından iki kere köpükle sakalı yumuşatma ve sonrasında tamamen mavi renkli Rapira ile iki evet sadece iki perde tıraş..Sinek kaydına yakın sonuç elde ettim..Çünkü işe kırmızı bir yüzle gelme ihtimaline karşın ne olur ne olmaz diye üçüncü perdeyi geçmedim..Sanırım makineye biraz daha alıştım ama maalesef jileti takarken gördümki tam orta kısımda mekanizmayı hareket ettiren milvari yapı paslanmış..Sanırım yeni makine alacağım (EJ 89 mu Mühle 89 mu )
İşte yıllar sonra beni jilete merhaba dedirten malzemelerim:
Ama bu beraberlik kısa sürdü benim için. Çünkü kaldığım Devlet Parasız Yatılı yurdunun müdürü değişir değişmez ilk işi jilet, ustura, bıçak gibi her türden kesici alet yasaklanınca mecburen permatik-kartuş olayına döndüm..
Sonrası üniversite, memuriyet, evlilik derken yaklaşık 18 senedir elime jilet almadım..(Sanırım yaşım belli oldu tüh )
Geçen hafta internette gezerken forumu gördüm, okudum, okudukça eski yurt günleri geldi aklıma..Birisi yasakladı diye hala olmadığım ıslak tıraşları, jiletin sakala değdiğinde çıkardığı sesi özlediğimi anladım..
Cuma günü iş çıkışı en azından işe yarar bir makine-jilet-fırça bulmak üzere yola koyuldum..Önce Rosemann den isana porsuk kılı fırça aldım. Sonra, Ankara'da olanlar bilir, Maltepe tarafında askeri malzeme satan yer altı çarşısı var, ordan uzun aramalarım sonucu kıyıda köşede kalmış bir Big Roc marka kelebek tarzı makine, Rapira marka iki farklı jilet ve minik kalem şeklinde şap aldım..
Sonra Atlantis Kipaya gittim, iki tane arko tıraş sabunu, sabunları basacak kapaklı bir cam kap ve züccaciye bölümünde bir tane köpürtme kabı aldım ki tam istedğim gibi..
Eve bu malzemelerle döndüm..Ama içim içimi yiyor..Forumda okumuşum zaten Big Roc makine kullanıp ilk denemede kendini kesenleri.. Tırsıyorum.. Dile kolay 18 yıl sonra elimde jilet var ve ben ne makineye ne de kendime güvenebiliyorum..
Cuma sabah tıraş olmuşum ki 12 saatte sakal ne kadar uzayabilir? elimle dokunuyorum evet sakallar biraz çıkmış ama acaba deneyeyim derken daha mı kötü olurum?
Sonra besmeleyi çekip olaya gireyim dedim..En fazla güzel bir façamız olur dedim..Forumda okuduğum şekilde önce iki kere köpükle sakalı masaj yaparak köpürtüp duruladım, üçüncüde jileti makineye taktım, sıktım ama o da ne kapaklar tam kapanmıyor..Üst tarafları sallanıyor.. Sıkıyorum sıkıyorum bana mısın demiyor.. Sıkılabilecek son noktaya kadar sıktım ve başladım..
ni yüzümde daha doğrusu i yüzümde hissettim..Ve o an hatırladım..Ben erkeğim ve tıraş erkek işi..
Sakince, tüm tavsiyeleri hatırlamaya çalışarak, bastırmadan jiletin kendi işini yapmasına izin vererek, önce yukarıdan aşağıya, ikinci perdede hafik çapraz ekilde kulaktan çeneye ve son olarakta kaldığını tespit ettiğim yerleri bir daha yoklayarak üç perdede tıraşımı oldum..
Tek kelime ile muhteşem..Öncelikle sıfır kesik ki beni cesaretlendiren en önemli faktör, sonrasında kartuşlu makinenin tıraş sonrası bende yarttığı kaşınma ve tahrişten hiç bir iz yok(Sadece çene altımdan çene kemiği boyunca boynuma doğru biraz yanma oldu ama sanırım daha sakal çok uzamadığı üçün biraz tahriş ettim)..Ve tabiki tenimim yumuşaklığı..Geçen yıllar boşunaymış ta sanki daha yeni tıraş olmayı öğreniyormuşum gibi hissettim..
Tıraş sonrası şapı cildime sürdüm, bi kaç dakika bekledim, durulayıp kuruladıktan sonra cildimin geginleşmesi beni hayrete düşürdü..
Cumartesi günü akşam dayanamadım tekrar aynı seramoniyi yaptım..Bu sefer mavi-siyah-kırmızı rapira jileti kullandım, sonuç yine beni tatmin etti ama sanki bu sefer jilet görevini tam yerine getirmedi gibime geldi..Üçüncü perdeyi olurken biraz canım yandı..Hoş yine kesik yada kan görmedim..Pazarı boş geçtim..(Arkadaşlar kesik oldu derken jilet kesiğini mi yoksa sivilcelerin felan kesilmesini mi kastediyorlar bilmedim ama bende ikiside olmadı çok şükür..)
Ve son tıraş..Bu sabah erkenden kalkıp güzel bir duş arkasından iki kere köpükle sakalı yumuşatma ve sonrasında tamamen mavi renkli Rapira ile iki evet sadece iki perde tıraş..Sinek kaydına yakın sonuç elde ettim..Çünkü işe kırmızı bir yüzle gelme ihtimaline karşın ne olur ne olmaz diye üçüncü perdeyi geçmedim..Sanırım makineye biraz daha alıştım ama maalesef jileti takarken gördümki tam orta kısımda mekanizmayı hareket ettiren milvari yapı paslanmış..Sanırım yeni makine alacağım (EJ 89 mu Mühle 89 mu )
İşte yıllar sonra beni jilete merhaba dedirten malzemelerim:
"kamaralarında çıplak
kadın resimlerinin asıldığı
savaş gemisinden
bozma bir jilet
her traş oluşumda
hem okşar
hem kanatır
tenimi.."
kadın resimlerinin asıldığı
savaş gemisinden
bozma bir jilet
her traş oluşumda
hem okşar
hem kanatır
tenimi.."