17/11/2020, Saat: 14:45
Öncelikle Herkese Merhabalar,
22 yaşında, İstanbul'da yaşayan bir öğrenciyim. Her ne kadar 4 yıldır sakallarımı kessem de 2 ay önce geleneksel tıraşa başlamadan önce düzenli tıraş olmuyordum. Üstelik sakal bırakmayı sevmememe ve hem kendim hem de çevremdekiler tarafından temiz bir yüzün bana daha çok yakıştığı düşünülmesine rağmen. Bunun sebebi de kartuşlu ya da elektrikli makinelerle yaptığım tıraşın benim için keyifli bir uğraştan ziyade vaktimi ayırmam gereken meşakkatli bir iş olmasıydı.
Aslında DE makinelerle 1.5 yıl kadar önce tanıştım. Sinekkaydı tıraş olduğum bir gün arkadaşım "Ooo, tersten de mi aldın" dedi. Sonra yanağıma dokununca tersten almadığımı anladı tabii . O zamana kadar hep WTG giden ben ATG'yi denemeye karar verdim. Zira her ne kadar sık tıraş olmasam da pürüzsüz ten hissini seviyordum. Ama kartuşlu makineyle, özellikle de yüz bölgesinde ATG gitmek bana hiç uygun değilmiş çünkü kıllarımı çok fazla çekiştirdi. Ben de internetten tıraş nasıl olunur diye araştırırken, ATG'nin kıl batmasına yol açabileceğini, bunun için en iyi çözümün de geleneksel DE makineler olduğunu öğrendim. İyi tamam dedim, zaten Mach 3'lerden sıkılmıştım, yakındaki Gratis'ten bir Wilkinson Classic plastik DE makine aldım. Fakat o aralar bunu normal tıraştan ziyade kartuşlu makineyle olduğum asıl tıraşın üstüne tamamlayıcı bir ATG geçiş için kullanıyordum, bayağı da memnundum. Sonunda üşengeçlik yine baskın geldi, ayda bir olduğum tıraşlara geri döndüm.
Ta ki COVID-19 araya girene dek. Pandemi döneminde okullar bittikten sonra Tokat'a, köye gittim ve tam manasıyla Robinson Crusoe'ya döndüm: 3 ay saçı sakalı koyverdim. E bayram geldi çattı, kesmem gerekti. Ben de önce kartuşlu denedim ama mümkün değil, 2 cm gitmeden tıkanıveriyor makine. Baktım olacak gibi değil, önce berber tipi saç tıraş makinesiyle kısalttım sonra kartuşlu makineyle kestim. Sonra da kendi kendime düzenli tıraş olmaya karar verdim. O aralar reddit'te bu konuyu araştırmaya karar verdim. Bir de ne göreyim, ben burada Nivea, Gilette bakınırken elin Amerikalısı İngilizi Derby bıçakla, kırmızı kağıtlı Arko'yla tıraş oluyor. Öncesinde ekşisözlük'te de ıslak tıraşın methedildiğini görmüştüm, yerli ürünlerin yurt dışında da hatırı sayılır bir ünü olduğunu görünce özüme dönmeye karar verdim . Tokat'ta birkaç tane süpermarkette yaprak jilet görmüştüm, İstanbul'a gidince de buna güvenip market market dolaşmaya başladım ama yok. Ne Migros, ne Carrefour ne de başka büyük marketlerde yaprak jilet satılıyor. Tam umudumu kesmişken köşedeki küçük büfeye de gireyim dedim ama hiç beklentim yok tabii. Yaprak jilet sordum, kadın var deyince teyit etmek için "Hani şu eski tip makinelerde kullanılan, çift taraflı falan" derken kadın "Evet, biliyorum, var bizde" dedi. Sonra da Permasharp'ı çıkardı. Koskoca marketlerde bulamadığım jilet köşedeki büfede vardı.
Eve gidince koşa koşa Wilkinson'u dolaptan çıkardım, Permasharp'ı takıp tıraş jeliyle tıraşımı oldum. Baktım keyif alıyorum, biraz araştırma sonucu Omega S-10018 Sentetik Fırça; BIC, Astra ve Shark jilet paketi(önceden elimde Permasharp ve Wilkinson da vardı) ve tabii ki Arko çubuk sabun aldım. Sonradan Arko ve Derby tıraş kremleri de edindim. Önceden bıyıklarım yemeğe girmedikçe tıraş olmayan ben, artık uzasa da kessem şu sakallarımı diye bekliyorum. Bu halimden de oldukça memnunum. Hala daha tekniğim tam manasıyla oturmuş değil ama öğrenmeye istekliyim. Uzun bir yazı oldu, kusura bakmayın. Geleneksel Islak Tıraşla alakalı böyle bir bilgi hazinesi oluşturduğunuz için hepinizin ellerine sağlık, çok teşekkür ediyorum.
Bitirmeden önce ufak bir soru sormak istiyorum. Bütçem pek geniş olmadığı için mümkün olduğunca başlangıç seviyesi ürünleri tercih etmiştim. Fakat iki ayın sonunda geleneksel tıraşın benim için gelip geçici bir heveste ziyade keyif aldığım bir hobi olduğunu düşünüyorum. Bundan dolayı hazır biraz para da biriktirmişken ekipmanımı geliştirmeyi ve koleksiyonumu genişletmeyi düşünüyorum. Şu an elimde Wilkinson Classic(plastik) tıraş makinesi, Omega S-10018 Sentetik Fırça, Arko Tıraş Sabunu ve Arko ve Derby Tıraş kremleri var. Bunların yanına/yerine
22 yaşında, İstanbul'da yaşayan bir öğrenciyim. Her ne kadar 4 yıldır sakallarımı kessem de 2 ay önce geleneksel tıraşa başlamadan önce düzenli tıraş olmuyordum. Üstelik sakal bırakmayı sevmememe ve hem kendim hem de çevremdekiler tarafından temiz bir yüzün bana daha çok yakıştığı düşünülmesine rağmen. Bunun sebebi de kartuşlu ya da elektrikli makinelerle yaptığım tıraşın benim için keyifli bir uğraştan ziyade vaktimi ayırmam gereken meşakkatli bir iş olmasıydı.
Aslında DE makinelerle 1.5 yıl kadar önce tanıştım. Sinekkaydı tıraş olduğum bir gün arkadaşım "Ooo, tersten de mi aldın" dedi. Sonra yanağıma dokununca tersten almadığımı anladı tabii . O zamana kadar hep WTG giden ben ATG'yi denemeye karar verdim. Zira her ne kadar sık tıraş olmasam da pürüzsüz ten hissini seviyordum. Ama kartuşlu makineyle, özellikle de yüz bölgesinde ATG gitmek bana hiç uygun değilmiş çünkü kıllarımı çok fazla çekiştirdi. Ben de internetten tıraş nasıl olunur diye araştırırken, ATG'nin kıl batmasına yol açabileceğini, bunun için en iyi çözümün de geleneksel DE makineler olduğunu öğrendim. İyi tamam dedim, zaten Mach 3'lerden sıkılmıştım, yakındaki Gratis'ten bir Wilkinson Classic plastik DE makine aldım. Fakat o aralar bunu normal tıraştan ziyade kartuşlu makineyle olduğum asıl tıraşın üstüne tamamlayıcı bir ATG geçiş için kullanıyordum, bayağı da memnundum. Sonunda üşengeçlik yine baskın geldi, ayda bir olduğum tıraşlara geri döndüm.
Ta ki COVID-19 araya girene dek. Pandemi döneminde okullar bittikten sonra Tokat'a, köye gittim ve tam manasıyla Robinson Crusoe'ya döndüm: 3 ay saçı sakalı koyverdim. E bayram geldi çattı, kesmem gerekti. Ben de önce kartuşlu denedim ama mümkün değil, 2 cm gitmeden tıkanıveriyor makine. Baktım olacak gibi değil, önce berber tipi saç tıraş makinesiyle kısalttım sonra kartuşlu makineyle kestim. Sonra da kendi kendime düzenli tıraş olmaya karar verdim. O aralar reddit'te bu konuyu araştırmaya karar verdim. Bir de ne göreyim, ben burada Nivea, Gilette bakınırken elin Amerikalısı İngilizi Derby bıçakla, kırmızı kağıtlı Arko'yla tıraş oluyor. Öncesinde ekşisözlük'te de ıslak tıraşın methedildiğini görmüştüm, yerli ürünlerin yurt dışında da hatırı sayılır bir ünü olduğunu görünce özüme dönmeye karar verdim . Tokat'ta birkaç tane süpermarkette yaprak jilet görmüştüm, İstanbul'a gidince de buna güvenip market market dolaşmaya başladım ama yok. Ne Migros, ne Carrefour ne de başka büyük marketlerde yaprak jilet satılıyor. Tam umudumu kesmişken köşedeki küçük büfeye de gireyim dedim ama hiç beklentim yok tabii. Yaprak jilet sordum, kadın var deyince teyit etmek için "Hani şu eski tip makinelerde kullanılan, çift taraflı falan" derken kadın "Evet, biliyorum, var bizde" dedi. Sonra da Permasharp'ı çıkardı. Koskoca marketlerde bulamadığım jilet köşedeki büfede vardı.
Eve gidince koşa koşa Wilkinson'u dolaptan çıkardım, Permasharp'ı takıp tıraş jeliyle tıraşımı oldum. Baktım keyif alıyorum, biraz araştırma sonucu Omega S-10018 Sentetik Fırça; BIC, Astra ve Shark jilet paketi(önceden elimde Permasharp ve Wilkinson da vardı) ve tabii ki Arko çubuk sabun aldım. Sonradan Arko ve Derby tıraş kremleri de edindim. Önceden bıyıklarım yemeğe girmedikçe tıraş olmayan ben, artık uzasa da kessem şu sakallarımı diye bekliyorum. Bu halimden de oldukça memnunum. Hala daha tekniğim tam manasıyla oturmuş değil ama öğrenmeye istekliyim. Uzun bir yazı oldu, kusura bakmayın. Geleneksel Islak Tıraşla alakalı böyle bir bilgi hazinesi oluşturduğunuz için hepinizin ellerine sağlık, çok teşekkür ediyorum.
Bitirmeden önce ufak bir soru sormak istiyorum. Bütçem pek geniş olmadığı için mümkün olduğunca başlangıç seviyesi ürünleri tercih etmiştim. Fakat iki ayın sonunda geleneksel tıraşın benim için gelip geçici bir heveste ziyade keyif aldığım bir hobi olduğunu düşünüyorum. Bundan dolayı hazır biraz para da biriktirmişken ekipmanımı geliştirmeyi ve koleksiyonumu genişletmeyi düşünüyorum. Şu an elimde Wilkinson Classic(plastik) tıraş makinesi, Omega S-10018 Sentetik Fırça, Arko Tıraş Sabunu ve Arko ve Derby Tıraş kremleri var. Bunların yanına/yerine
- Edwin Jagger DE89 tıraş makinesi
- Proraso ve Tabac(çubuk) tıraş sabunları
- Ali Bıyıklı Şap
- Proraso Tıraş Sonrası Hassas balsam
I never said it was a good joke! I'm just playin' along with the gag.