01/07/2019, Saat: 09:09
Merhaba komşular.
Geleneksel tıraşa yeni başladım.
Aslında elektrikli makine kullanıyordum uzun süredir ve sakalımı sıfır kesmiyordum. Kirli bir sakal bırakıyordum. Bu arada tabii çok gür bir sakala da sahip değilim. Makineli dönemin öncesinde kartuşlu aletlerle haftada 1 ya da Max 2 defa tıraş olmam kafi geliyordu. Mühim başka bir konu yoksa... Arada sırada da berberde ustura ile tıraş tabii sevdiğim bir aktivite idi.
Klasik tıraşla haşır neşir olmaya başlamam ise, tabii babamın eskiden beri fırça ile olduğu tıraş aklımdaydı ve ne yalan söyleyeyim bu kirli sakal işinden de çok sıkılmıştım. Neden bilinmez herkes saç özellikle de sakal birbirine karışık gezmesi biraz tuhaf gözükmeye de başladı gözüme. Siyasisinden tut futbolcusuna, popcusuna, sokaktaki adamına genel bir sakallılık durumu var. Sizin de gözünüze çarpıyordur. Bununla ilgili bir araştırmaya bile son dönemde denk geldim. Kadın erkek arasındaki farkların azalmasının bu sakal mevhumunu arttırdığı ile ilgili bir makale idi.
Neyse sözü uzatmayayım. Watsons da görür görmez, Wilkinson fırça, tıraş aleti ve 5 adet jileti aldım. Nivea balsam ve tıraş kremini de aldım ve ilk ateşi yaktım. Aslında 1 ay kadar haftada 2 defa gayet keyifli tıraş oldum. Sonra Arko stick sabun gördüm bir markette ve aldım ama tabii nasıl kullanmam gerektiğini bilmeden. Sadece beni eskiye götürmesi yüzünden almıştım. Nasıl kullanılır diye internette aradığım andan itibarense bambaşka kapılar açıldı.
Rimei makine, personnadan tutun zaza platinum jilete, Proraso tıraş kasesi, okaliptüs&naneli tıraş kremi ve omega 11126 fırçaya... Kendimi nerelerde buldum Edwin Jagger DE 89 ve Mühle R41 de hedeflerim arasında...
Velhasıl bu dünyayı biraz geç keşfettim. Büyük bir merakla ilerliyorum.
Sizlere de kısaca geltire nasıl geldiğimi anlatmak istedim. Hepinize güzel tıraşlar... İyi haftalar.
Geleneksel tıraşa yeni başladım.
Aslında elektrikli makine kullanıyordum uzun süredir ve sakalımı sıfır kesmiyordum. Kirli bir sakal bırakıyordum. Bu arada tabii çok gür bir sakala da sahip değilim. Makineli dönemin öncesinde kartuşlu aletlerle haftada 1 ya da Max 2 defa tıraş olmam kafi geliyordu. Mühim başka bir konu yoksa... Arada sırada da berberde ustura ile tıraş tabii sevdiğim bir aktivite idi.
Klasik tıraşla haşır neşir olmaya başlamam ise, tabii babamın eskiden beri fırça ile olduğu tıraş aklımdaydı ve ne yalan söyleyeyim bu kirli sakal işinden de çok sıkılmıştım. Neden bilinmez herkes saç özellikle de sakal birbirine karışık gezmesi biraz tuhaf gözükmeye de başladı gözüme. Siyasisinden tut futbolcusuna, popcusuna, sokaktaki adamına genel bir sakallılık durumu var. Sizin de gözünüze çarpıyordur. Bununla ilgili bir araştırmaya bile son dönemde denk geldim. Kadın erkek arasındaki farkların azalmasının bu sakal mevhumunu arttırdığı ile ilgili bir makale idi.
Neyse sözü uzatmayayım. Watsons da görür görmez, Wilkinson fırça, tıraş aleti ve 5 adet jileti aldım. Nivea balsam ve tıraş kremini de aldım ve ilk ateşi yaktım. Aslında 1 ay kadar haftada 2 defa gayet keyifli tıraş oldum. Sonra Arko stick sabun gördüm bir markette ve aldım ama tabii nasıl kullanmam gerektiğini bilmeden. Sadece beni eskiye götürmesi yüzünden almıştım. Nasıl kullanılır diye internette aradığım andan itibarense bambaşka kapılar açıldı.
Rimei makine, personnadan tutun zaza platinum jilete, Proraso tıraş kasesi, okaliptüs&naneli tıraş kremi ve omega 11126 fırçaya... Kendimi nerelerde buldum Edwin Jagger DE 89 ve Mühle R41 de hedeflerim arasında...
Velhasıl bu dünyayı biraz geç keşfettim. Büyük bir merakla ilerliyorum.
Sizlere de kısaca geltire nasıl geldiğimi anlatmak istedim. Hepinize güzel tıraşlar... İyi haftalar.