Yorumları: 158
Konuları: 7
Kayıt Tarihi: 2018
Dünkü tıraşımda farkettiğim ve kanıtlayamamakla birlikte bilimsel olarak da mantıklı olan bir çıkarımımdan bahsetmek istiyorum.
Bu konuda konuşulmuş mu diye aradım ama bulamadım eğer forumda benzer konu mevcut ise oraya eklenebilir.
Bir kaç temel bilgi vererek başlayacağım.
Vücutta bir yerde herhangi bir etkene bağlı hasar oluştuğunda o bölgeden çeşitli maddeler salınır(interlökinler ...), bu maddeler doğrudan ve dolaylı olarak çevre doku ile etkileşime geçer (damarlar genişler, damarlardan ve çevreden bazı başka maddeler çağrılır, bazı hücreler aktifleştirilir...) bunun karşılığında inflamasyon (yangı) meydana gelir. Bu vücudun kendini koruma ve onarma mekanizmasıdır. Hem olması istenen ve gereken hem de fazla olması istenmeyen bir olgudur.
Akut inflamasyon bunun 3 gün içinde olan versiyonuna denir, hasar sonrası saniyeler dakikalar içinde başlar ve artarak 24 saatte zirve yapıp azalarak yerini kronik inflamasyona bırakır.
Mesela bir yerimiz yandığında soğuk su altına tutmak hem sıcağı dengeleyip hasarının yayılmasını azaltarak hem de damarları büzerek kandan gelecek inflamatuar hücreleri azaltacağı için işe yarar, canımız daha az acır, yanık daha az şişer ve kızarır. Alkolde aynı şekilde damarları büzer.
Lafı çok uzatmadan bağlamam gerekirse bence tıraş süresi ile tahriş ve kızarıklık miktarı arasında bağlantı mevcut. Elimiz alıştıkça, daha az hasar vermenin yanında süre olarak da hızlandığımız ve o soğuk suyu daha hızlı yüzümüze çarptığımız için daha az inflamasyon oluşuyor ve daha az etkileniyoruz.
Hayat amacım: her şey hakkında bir şeyi, bir şey hakkında her şeyi öğrenmek!
Yorumları: 538
Konuları: 7
Kayıt Tarihi: 2019
28/03/2019, Saat: 00:36
(Son Düzenleme: 28/03/2019, Saat: 00:37, Düzenleyen: dr_green.)
(28/03/2019, Saat: 00:12)ziyak Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Dünkü tıraşımda farkettiğim ve kanıtlayamamakla birlikte bilimsel olarak da mantıklı olan bir çıkarımımdan bahsetmek istiyorum.
Bu konuda konuşulmuş mu diye aradım ama bulamadım eğer forumda benzer konu mevcut ise oraya eklenebilir.
Bir kaç temel bilgi vererek başlayacağım.
Vücutta bir yerde herhangi bir etkene bağlı hasar oluştuğunda o bölgeden çeşitli maddeler salınır(interlökinler ...), bu maddeler doğrudan ve dolaylı olarak çevre doku ile etkileşime geçer (damarlar genişler, damarlardan ve çevreden bazı başka maddeler çağrılır, bazı hücreler aktifleştirilir...) bunun karşılığında inflamasyon (yangı) meydana gelir. Bu vücudun kendini koruma ve onarma mekanizmasıdır. Hem olması istenen ve gereken hem de fazla olması istenmeyen bir olgudur.
Akut inflamasyon bunun 3 gün içinde olan versiyonuna denir, hasar sonrası saniyeler dakikalar içinde başlar ve artarak 24 saatte zirve yapıp azalarak yerini kronik inflamasyona bırakır.
Mesela bir yerimiz yandığında soğuk su altına tutmak hem sıcağı dengeleyip hasarının yayılmasını azaltarak hem de damarları büzerek kandan gelecek inflamatuar hücreleri azaltacağı için işe yarar, canımız daha az acır, yanık daha az şişer ve kızarır. Alkolde aynı şekilde damarları büzer.
Lafı çok uzatmadan bağlamam gerekirse bence tıraş süresi ile tahriş ve kızarıklık miktarı arasında bağlantı mevcut. Elimiz alıştıkça, daha az hasar vermenin yanında süre olarak da hızlandığımız ve o soğuk suyu daha hızlı yüzümüze çarptığımız için daha az inflamasyon oluşuyor ve daha az etkileniyoruz.
Bu komşu da bizim meslekten galiba birden cerrahi "travmaya akut yanıt" dersi gibi oldu burası
Mantıklı komşum, katılmamak mümkün değil
Yorumları: 3,517
Konuları: 125
Kayıt Tarihi: 2011
Süreyle alakası yok, teknik geliştikçe el oturuyor, baskı azalıyor, kesim açısı sabitleniyor, yüz ve sakal tanınmış olup nasıl davranılacağı tecrübe edinmiş oluyor. Yoksa aynı tıraşı uzun uzadıya ama yavaşca fkat yine bu kazanılmış özelliklerle yapmanın bize bir negatif etkisi olmak, aksine hızlı tıraş olmak adına acele etmek istemdışı baskı ve açı bozulmasını beraberinde getirir, ilaveten köpe cildi hazırlaması için daha az zaman tanınmış olur ve bu şekilde kolayca ufak kesikler veya jilet yanıkları oluşabilir.
Dolayısıyla tıraş süresinin tahrişle doğrudan bir ilişkisi olduğunu düşünmüyorum. Olay tamamen nasıl tıraş olduğunuzla alakalı.
http://tiraskeyfim.blogspot.com/
http://saklinotalar.blogspot.com/
Yorumları: 2,576
Konuları: 25
Kayıt Tarihi: 2018
(28/03/2019, Saat: 00:42)Lord Sparhawk Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Süreyle alakası yok, teknik geliştikçe el oturuyor, baskı azalıyor, kesim açısı sabitleniyor, yüz ve sakal tanınmış olup nasıl davranılacağı tecrübe edinmiş oluyor. Yoksa aynı tıraşı uzun uzadıya ama yavaşca fkat yine bu kazanılmış özelliklerle yapmanın bize bir negatif etkisi olmak, aksine hızlı tıraş olmak adına acele etmek istemdışı baskı ve açı bozulmasını beraberinde getirir, ilaveten köpe cildi hazırlaması için daha az zaman tanınmış olur ve bu şekilde kolayca ufak kesikler veya jilet yanıkları oluşabilir.
Dolayısıyla tıraş süresinin tahrişle doğrudan bir ilişkisi olduğunu düşünmüyorum. Olay tamamen nasıl tıraş olduğunuzla alakalı.
Lordum teşhisi koymuş hocalarım
Yorumları: 158
Konuları: 7
Kayıt Tarihi: 2018
(28/03/2019, Saat: 00:36)dr_green Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Bu komşu da bizim meslekten galiba birden cerrahi "travmaya akut yanıt" dersi gibi oldu burası
Mantıklı komşum, katılmamak mümkün değil
Patoloğum komşum.
(28/03/2019, Saat: 00:42)Lord Sparhawk Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Süreyle alakası yok, teknik geliştikçe el oturuyor, baskı azalıyor, kesim açısı sabitleniyor, yüz ve sakal tanınmış olup nasıl davranılacağı tecrübe edinmiş oluyor. Yoksa aynı tıraşı uzun uzadıya ama yavaşca fkat yine bu kazanılmış özelliklerle yapmanın bize bir negatif etkisi olmak, aksine hızlı tıraş olmak adına acele etmek istemdışı baskı ve açı bozulmasını beraberinde getirir, ilaveten köpe cildi hazırlaması için daha az zaman tanınmış olur ve bu şekilde kolayca ufak kesikler veya jilet yanıkları oluşabilir.
Dolayısıyla tıraş süresinin tahrişle doğrudan bir ilişkisi olduğunu düşünmüyorum. Olay tamamen nasıl tıraş olduğunuzla alakalı.
Komşum aslında tahriş biraz abartılı kullanım oldu. Yani tahriş ile de alakası olabileceğini hala düşünüyorum ama etkinin büyüğü dediğiniz gibi teknikte.
Ama tıraş sonrası kızarıklık ve kaşıntı hissi ile hele de biraz hassas bir cildiniz varsa sürenin ilişkili olmama ihtimali yok diye düşünüyorum.
Mesela benim cildim hiç tahriş olmaz rengi dolayısıyla kızarıyorsa da belli olmaz ama alerjik olmadığım halde çok kaşınırım ve arttığı zamanlarda soğuk suyun altına tutarak kaşıntıyı önlüyorum. Bu dediklerim de aklıma son 10-15 tıraştır hiç yaşamadığım tıraş sonrası kaşıntı hissi olunca geldi. Düşününce tek değişiklik olarak tıraş sonrası fırçaların temizliği ile uğraşıp yüzümü yıkamayı çok geciktirdiğimi farkettim. Oradan böyle bir bağlantı kurdum.
Hayat amacım: her şey hakkında bir şeyi, bir şey hakkında her şeyi öğrenmek!
Yorumları: 1,834
Konuları: 4
Kayıt Tarihi: 2018
Bende de şöyle bir durum var: Haftada 2 gün tıraş oluyorum. Pazar akşamları ve Çarşamba akşamları. Pazar günleri olduğumda, Çarşamba günü olduğuma nazaran 1 gün daha fazla beklemiş olduğum için cildim açısından daha rahat bir tıraş oluyor. Lakin Çarşamba günleri özellikle boyun altı bölgemde tahriş ve kızarıklık yaşıyorum. Üstelik ilk iki perdenin ardından cildimi kontrol ettiğimde sakal kalıntısı da normale göre biraz daha fazla oluyor ki düzeltmeleri yaptığım üçüncü perdede düzeltme çabalarım da daha uzun sürüyor. Öyle olunca da kızarıklık oluşuyor işte. Dün akşam da aynı böyle anlattığım şekilde tıraş yaşadım..
So far so good..
Yorumları: 2,579
Konuları: 14
Kayıt Tarihi: 2018
(28/03/2019, Saat: 11:08)ahbap Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Bende de şöyle bir durum var: Haftada 2 gün tıraş oluyorum. Pazar akşamları ve Çarşamba akşamları. Pazar günleri olduğumda, Çarşamba günü olduğuma nazaran 1 gün daha fazla beklemiş olduğum için cildim açısından daha rahat bir tıraş oluyor. Lakin Çarşamba günleri özellikle boyun altı bölgemde tahriş ve kızarıklık yaşıyorum. Üstelik ilk iki perdenin ardından cildimi kontrol ettiğimde sakal kalıntısı da normale göre biraz daha fazla oluyor ki düzeltmeleri yaptığım üçüncü perdede düzeltme çabalarım da daha uzun sürüyor. Öyle olunca da kızarıklık oluşuyor işte. Dün akşam da aynı böyle anlattığım şekilde tıraş yaşadım.. Perdeler hangi yönde oluyor?
Nokia 3310 cihazımdan Tapatalk Turbo Pro VIP kullanılarak gönderildi...
Yorumları: 1,834
Konuları: 4
Kayıt Tarihi: 2018
28/03/2019, Saat: 11:34
(Son Düzenleme: 28/03/2019, Saat: 11:34, Düzenleyen: ahbap.)
İlk perde WTG, ikinci perde XTG, üçüncü perde ters XTG ile gerektiği bölgelerde ATG karışık
So far so good..
Yorumları: 2,579
Konuları: 14
Kayıt Tarihi: 2018
(28/03/2019, Saat: 11:34)ahbap Adlı Kullanıcıdan Alıntı: İlk perde WTG, ikinci perde XTG, üçüncü perde ters XTG ile gerektiği bölgelerde ATG karışık Pazar tıraş olmuştum. Dün akşam ustura ile 3 Perde + Rötuş yaptım ve zerre tahriş yok. Gerçi ilk kez böyle birşey denedim yüzümde his kaybı da olmuş olabilir
Fırçalama süresini çok uzattım, bunun fark yarattığına inanıyorum. Uzun uzadıya güzelce köpürterek deneyebilirsiniz.
Nokia 3310 cihazımdan Tapatalk Turbo Pro VIP kullanılarak gönderildi...
Yorumları: 1,834
Konuları: 4
Kayıt Tarihi: 2018
Denerim komşum. Benim köpük de iyiydi hatta son zamanların en iyi köpüklerindendi, fırçalama süresi de standarttı ama bir dahakine daha uzun tutarım. Cildim de galiba o ilk mesajda bahsettiğim 1 günlük farktan hoşlanıyor ki, Çarşambaları tıraş olduğumda kapris yapıyor
So far so good..
|