Jiletler Gerçekten Kartuşlardan İyi mi?
#11
çok uzun süredir kullan-at makinelerle tıraş olmuyorum.
öğrencilik yıllarımda double-edge in maddi yönüne, şu aralar ise daha çevre dostu olmasına vurgunum. seyahate gideceğim zaman bile üşenmeyip teçhizatımın özetini çıkarıyor ve çantama atıyorum. şehirdışına çıktığım zamanlarda yolda beni görseniz sırt çantamla "vay kardeş ne var ne yok, hadi gel tıraş olalım" deseniz her an hazırım.. Smile
kartuşla tıraş olduğum zamanlardan aklımda kalan "çat çat çat " diye makineyi lavaboya vurma sesi ve akşama kalmadan elime gelen sakallar.
evet haklısınız DE tıraş daha tahrişli, sabun-fırça hem kullanım hem de temizlik açısından daha zaman alıcı ama vazgeçilmez bir şey benim için.
bakalım askerde nasıl bir çözüm üreteceğiz Smile
heralde o zaman mecburen bi domuz fırça kullanmak zorunda kalırım Smile
Saygılarımla
Cevapla
#12
selam, geleneksel tıraş daha düzgün olmaya başladıktan sonra arasıra tıraş olduğum iki berberimede yüzümü kontorl ettirdim.her ikiside ciddi olarak tıraş kalitemin arttığını söyledi.sakallarım büyürken yüzüm gerilmiyor,sivilce çıkmıyor.

tıraş hangi yöntemle hangi aletle olsun aceleye hıza gelmiyor sonra yan etkileri uğraştıyor

işi iyi öğrenince muhle 89 la iki perdede kartuş hızını yakalabilirsiniz

en kör yaprak jiletler bile 5 bıçaklı aletlerden keskin

bu siteden ve arkadaşlardan çok şey öğrendim sağolsunlar,Mancho üstad da eminim başaracakSmile
Cevapla
#13
İyi kavrami degisebilir, uyandirdigi his, maddiyat, zevk ornekler cogaltilabilir. Benim icin bu saydigim 3 etmen de fazlasiyla etken lakin bu ara maddiyatta o kadar iyi degil aldikca aliyor birikimimi buna yatiriyorum Sad
Cevapla
#14
İçinde jiletiyle barleyi elime alıp tıraş aldıktan sonra kartuşlu makinaya dokununca oyuncak gibi gelmeye başladı. Gerçek bir silahı tutup ağırlığını hissettikten sonra su tabancasını ele almak gibi birşey.
Tıraş kalitesi olarak tabi daha iyi ama asıl zevk açısından söylenecek çok şey var. Tıraşı ritüele çevirdik, sakal uzasın diye bekler olduk. Astranın metal-makina yağı kokusu bile benim için neredeyse vazgeçilmez oldu. Zorunlu kalmadıkça kartuşluya dönmem herhalde. Özellikle boyun altımdaki tahriş ve kızarıklığı tekrar yaşamayı hiç ama hiç istemiyorum.
Cevapla
#15
(10/06/2012, Saat: 16:04)mancho Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Forumda yaş olarak sanırım pek çoğunuzdan büyüğümdür.

Tıraş serüvenime 1985 yılında DE makinalarla başlamıştım, sonra pek çokları gibi diğer sistemlere geçtim.

Yaklaşık 3 aydır bu forumla tanıştıktan sonra tekrar eski usule döndüm.

İşin sabun, krem, fırça, köpürtme, köpükle oynama kısmı çok keyifli, burada hem fikiriz.

Jiletli DE sistemlere gelince, önce Wilkinson sonra da Mühle R89 ile devam ettim bu 3 ay boyunca. Kullandığım jiletler PermaSharp,Yeşil Astra,Gillette 7 o'clock Sharp Edge Yellow Pack,Wilkinson ve Rapira.

Aynen kartuşlu sistemlerde olduğum gibi tersten almadan tıraş oldum ve aldığım sonuç, son çıkan 5 bıçaklı kartuşlardan iyi değildi.

DE sistemde kartuşlara göre çok daha fazla dikkatli tıraş olmak zorundasınız, yanlışlıkla sabunsuz bir yerden geçerseniz yanıyor, yüzünüzü kesme olasılığınız daha yüksek.

En önemli avantajı ucuz olması ama kampanyaları takip ederseniz zaten kartuşun(en son çıkan) tanesini de 5 Tl ya da bazen daha da ucuza alabiliyorsunuz.

Aslında gönlümden hep jiletin galip gelmesini istedim bu yarışta ama maalesef ben de kartuş galip çıktı. Belki ben birşeyleri yanlış yapıyorum.Huh

Jiletle tıraş olmaya tabii ki devam edeceğim(sakal kesilme sesi çok hoş), fırça, sabun,krem keyfine asla ara vermeyeceğim (köpük ve jeller çok dandik) ama benim için Geleneksel Tıraşın Kralı 'Jilet' çıplak.

Jiletin, kartuşa sonuç olarak baktığımda bir üstünlüğünü göremedim.

Sizlerin de fikrini almak istiyorum.

Gerçekten sizin aldığınız sonuçlarda DE sistem, kartuşluya göre çok mu önde?

Gecenlerde televizyon kanallarinin birinde Alman köylü dert yaniyordu;
-Bizden kilosunu 4-5 Cente aldiklari patetezi...kesip,dondurup,torbaya koyup kilosunu iki ila dört euro arasi satiyorlar...hem üreticiye hem de tüketiciye büyük haksizlik yapiliyor!

Bu sistemin yürüyebilmesi icin ilk önce tüketicinin ikna olmasi gerekir,asagiya koydugum reklam resmini herkez bilir,Reklamin Almanca ve Ingilizce resimleri mevcut,asagi yukari reklamda söyle deniliyor;

34eoprd.jpg

"Tiras olmak artik cocuk oyuncagi...masatla cekmek yok,bileme yok.

Öncelikle hemen belirteyim,kim nasil rahat ediyorsa öyle tiras olmali.

Insanoglu binlerce yildir usturaya benzeyen bicaklar yapip,onlarla tiras olmus,sakal kesmede en makbul olan yöntem,sakal ve bicagin arada hicbir unsur olmadan direk olarak birbiriyle temasi olmasidir.Yani KIL bekler,BICAK yürür ve görevini yapar,ayarlanabilir jilet tutucularinin yapilmasi bu ihtiyac üzerine imal edilmistir,bir sekilde bunlar Usturanin görevini yüklenmek istemistir ve de basarili olmuslar da diyebiliriz,ancak yine de Usturanin yerini almis veya alacak olan bir kesici alet oldugunu zannetmiyorum.Eger olsaydi Zeki Biyikli usturanin iki yanina beser jiletli kartus koyup Berberlere tiras yaptirirlardi...ve böyle bir usturayla tiras yapan Berberin suratini görmeyi cok isterdim. Wink

Cildin tahrisi konusunda bir fikir yürütemiyecegim ama jiletle tiras olurken cildinizden bir bicak geciyor,kartuslarda ise dört veya bes bicak ayni anda cildinizi rendeliyor.belki kartuslu jiletler sakali oldukca yukaridan kestigi icin cildiniz hic etkilenmiyor ama bu tiras ne kadar iyi bir tiras ona herkesin kendi karar vermesi gerekir.

Emniyet konusuna gelirsek mutlaka kartuslu jiletler daha güvenilir gibi gözüküyorsa da bu sadece reklam amacli kullanilan bir slogan,ben simdiye kadar jiletle tiras olurken hastaneye dikis attirmaya giden insan duymadim ama mutfakta salata yaparken hastaneye giden insan cok duymusumdur,mutfaktaki en hafif kesik bile en ez bir pansuman ve yara bandi gerektirir.

Kartuslu jiletlerle daha cabuk tiras olunuyor söylentilerine ise katilmiyorum,benim en son kartuslu kullandigim jilet Gillette Se.sor Ex.el di...jiletin tirasi gercekten iyi ama suyun altina tutup sallamaktan insan kilo bile verebilir.Zaten tiras olurken zaman derdinin olmamasi gerekir,öyle bile olsa kadin milleti hergün saatlerini ayirirken,erkeklerin de iki dakikayi fazla görmemesi gerekir Big Grin
selamlar
Bir liralık Ali Bıyıklı sen nelere kadirsin !
Cevapla
#16
Bugün bu yazıdaki yorumlar için 5 bıçaklı ile deneme yaptım..

Çok daha hızlı ve az tahrişli oldum.. Kalite olarak jiletin tekniğini kavramaktan dolayı 5 bıçaklı ile daha pürüzsüz oldum.

Şun bekleme süresindeyim. Şapı sürdüm.. 2 güne sivilce (kıl dönmesi olmuyor cildimde,sivilcede boyun bölgesi ve dudak kenarı) çıkmazsa, kartuşa bir şans daha verebilirim..
Cevapla
#17
(16/06/2012, Saat: 14:40)_Olgun_ Adlı Kullanıcıdan Alıntı: Bugün bu yazıdaki yorumlar için 5 bıçaklı ile deneme yaptım..

Çok daha hızlı ve az tahrişli oldum.. Kalite olarak jiletin tekniğini kavramaktan dolayı 5 bıçaklı ile daha pürüzsüz oldum.

Şun bekleme süresindeyim. Şapı sürdüm.. 2 güne sivilce (kıl dönmesi olmuyor cildimde,sivilcede boyun bölgesi ve dudak kenarı) çıkmazsa, kartuşa bir şans daha verebilirim..

Komşum hız ve kalite konusunda jiletli makinelere göre daha iyi sonuç aldığını düşünüyorsan, jiletli makine kullanımında kusur olduğunu düşünüyorum. Futur, mach 3 gibi makineleri hiçbir şekilde ne hız, ne konfor ne de nihai sonuç olarak karşılaştırılmamaları lazım ustura ya da jiletli makinelere göre. Eğer kullanıcıya fark az geliyorsa, kullanıcı bu gereçlerdeki tekniğini geliştirmelidir ki gerçek performanslarını görsün.
http://tiraskeyfim.blogspot.com/  
http://saklinotalar.blogspot.com/
WWW
Cevapla
#18
(10/06/2012, Saat: 22:18)psycho Adlı Kullanıcıdan Alıntı: İçinde jiletiyle barleyi elime alıp tıraş aldıktan sonra kartuşlu makinaya dokununca oyuncak gibi gelmeye başladı. Gerçek bir silahı tutup ağırlığını hissettikten sonra su tabancasını ele almak gibi birşey.
Tıraş kalitesi olarak tabi daha iyi ama asıl zevk açısından söylenecek çok şey var. Tıraşı ritüele çevirdik, sakal uzasın diye bekler olduk. Astranın metal-makina yağı kokusu bile benim için neredeyse vazgeçilmez oldu. Zorunlu kalmadıkça kartuşluya dönmem herhalde. Özellikle boyun altımdaki tahriş ve kızarıklığı tekrar yaşamayı hiç ama hiç istemiyorum.

Hep düşünürüdüm en etkileyici ve en anlaşılır şekilde nasıl anlatılır geleneksel tıraş diye. Sanırım bu. Wink
Bir de böyle düşün - Büyük Hilmi
WWW
Cevapla
#19
bende bir agır siklet arkadaşınız olarak olayı söyle özetliyeyim

Tıraşı yemeğe benzetecek olursak
Geleneksel tıraş muazzam bir mantı ise
Kartuşla tıraş uzun yol dinlenme tesislerindeki tost dur...

Big Grin
Bir de böyle düşün - Büyük Hilmi
WWW
Cevapla
#20
Başka bir konu da, aşağıdaki yazıdan bahsetmiştim ama bu konuya daha uygun.

Geo F Trumper's Jermyn Caddesi Şubesi müdürü ve baş berberi ünlü üstad Kamil Öztürk zamanında bir teste katılmış.

Bir gazeteciyi tıraş etmiş. Bir yarısını ustura ile, bir yarısını da Gillette M3 Power ile.

Gazetecinin ifadesine göre kartuşlu daha başarılı çıkmış bu karşılaştırmadan.

Aradan geçen süre de kartuşlular kendilerini daha da geliştirdi. En son Proglide modeli bence gayet başarılı.


Kartuş pahalı mı? Pahalı

Geleneksel daha mı keyifli? Evet

Ama kartuş daha iyi tıraş ediyor bence de.

news-graphics-2004-_575885a.jpg

news-graphics-2004-_575886a.jpg

By Quentin Letts12:05AM BST 25 Jul 2004
This must be what it's like to be a mole when the lawn is being mown on Sunday morning: an approaching hum, looming vibrations, and the sound of rapid cutting. The machine hits a tricky patch and the note of its engine drops from a constant "brrrrr" to a snarlier "grrrchhh". Bang goes another troublesome tussock.
Except that I am not a mole. I am me, sitting in one of the dentist-style chairs at Geo F. Trumper, London barbers and perfumers since 1875. Above me stretches the agile form of Kamil Ozturk, 35, expert shaver and manager of Trumper's Jermyn Street branch.

Maestro Ozturk is cutting my Desperate Dan stubble down to size and he is using a wizard new razor, the battery-powered, wet-shave Gillette M3Power. No less a figure than David Beckham has been hired to promote this razor. We're talking the cutting edge, in fashion as well as hairy chins.
It is standard, nowadays, for razors to be given the sort of names once reserved for sports cars. Apart from Gillette's Mach3 range, there is its Turbo Gel shaving ointment, the Sensor Excel and the Schick Quattro. Varroom!

Such products seek dominance in a world razor market worth £3.75 billion a year. Razors, with their outrageous mark-ups, are big business. And the M3Power is this golden market's next big thing.
We have come to Trumper's to see if the M3Power is any good. Kamil Ozturk casts a professional eye over its blades and prepares our test. The right side of my bristly face is to be shaved with a Trumper's cut-throat razor ("We prefer to call it an open razor," murmurs Kamil). The left side will be mown by the M3Power. Comparisons can then be made.
Cut-throat first. My face is covered with a hot towel, before receiving a pungent rubbing as Kamil applies corral-pink "skin food". He pronounces my skin "baby-soft" (you're too kind) but with "stubborn, tough whiskers"

Splosh goes a thick, badger-style brush into a basin of hot water. Splop-plop it goes as it is flub-a-dubbed in rose-tinted shaving foam. Kamil lathers up one side of my bean and gets scraping with the disposable Wilkinson cut-throat.
Wilkinson - now there's a name. Wilkinson is Gillette's great rival in world shaving. The arrival of the £10.75 M3Power, which will be launched in Britain this autumn, will be the latest move in a long-running struggle for world shaving supremacy between these two companies. In a measure of how expensive the shaving market has become, eight blades for the M3Power will cost a painful £14.49 - no small wonder razors are now among the most heavily pilfered items in the retail trade.
The new razor, no bigger than the wet-shave razor I normally use, has been so crouched over by the R&D department at Gillette that it has an astonishing 62 patents on its inner gubbins. Its exterior is decorated an almost neon lime green. Promotional videos are decidedly futuristic.
Kamil's well-trained fingers straddle and stretch my jowls, each delicate prod and twang expunging another square inch of coarse facial hair.
This is the first cut-throat shave I have had at a barber's since one morning in Morocco in the early 1990s, when I was set upon by a kasbah demon whose razor blade did not seem to have been sharpened for several days. My discomfort was accentuated when a passing taxi ran over the foot of some unfortunate sitting on the pavement just outside the barber shop, leading said wretch to emit a high yelp of pain, causing my barber and his razor to jump, at which point it was my turn to yell in agony after enduring a severe nick to the gills.
Trumper's, happily, is a more professional affair. Kamil's cut-throat is particularly effective at removing those obstinate areas just under the nose and lower lip. Yet the process draws a few smidgens of blood. Out comes a styptic pencil. Ouch! That stings.
We turn to the M3Power. It is described as "the world's first Micro-Power razor" (back to the car-speak) and thanks to those 62 patents its battery-powered blades pulsate more than 200 times a second. The idea is that the movement lifts hairs up and away from the skin. The razor is also fitted with something called an Indicator Lubrastrip, which has been infused with vitamin E and aloe - said to be good for the skin.
Kamil handles the device gingerly to start. It's a bit like driving a car for the first time, I suppose. As he works, he emits the occasional "hmmmn" and "ahhhh" of discovery and vague approval. It's most unlike a traditional electric shaver, which is an entirely dry process. To all purposes this is a full wet shave - it's just that the blades are pulsating and whirring at high speed.
The noise of its little motor is disconcertingly like the whine of a mosquito. Yet the vibrations are not unpleasant, though some might find them a little ticklish. As the M3Power harvests long sweeps of cream-lathered stubble, it certainly seems to be doing the job. The one drawback is that the much-vaunted Indicator Lubrastrip has left a slight, sticky substance on my skin. It is nothing more than the residue of a slightly phlegmy blackbird's cough, but it is not entirely pleasant. One of Trumper's ice-cold towels soon removes it.
Click goes the button in Kamil's hand, and the M3Power's turbines fall silent. Job done. Or nearly. He has to produce the old cut-throat to tidy up some of the nooks and crannies that the lawn-mower was unable to reach.
When it comes to cheek-by-cheek comparisons, the newcomer has done well. The left side of my face, shaved by pulsating Micro-Power, is glistening. I look as shiny-faced as an American merchant banker.
My right cheek, shaved by the cut-throat, is indisputably less perfect. It has a slightly grainy texture. Is this a problem? Well, personally, I hate to look too groomed.
Eight hours later, as I write this, an update. My right cheek (cut-throat side) is just starting to sprout a bed of cress in its early stages. My left cheek (M3Powered) remains soft and free of hair. Plainly, Gillette's new chin mower is an ingenious piece of kit. But there's a worry. Is it going to leave us English men just a touch too smooth for our own liking?


http://www.telegraph.co.uk/news/uknews/1...n-get.html
Cevapla


Hızlı Menü:


Konuyu Okuyanlar: