09/12/2015, Saat: 23:49
Merhabalar, foruma ancak üye olabildim fakat uzun süredir takip ediyorum. Geleneksel tıraşa ilk olarak Lord Sparhawk üstadın bloguna rastlamam ile başladım. Askerde, bizim gazinonun berberinde boş vakitlerimde jiletli ustura kullanmayı öğrendim. Geldikten sonra da jiletli ustura ile tıraşa devam ettim. Ne zamandır çelik usturalara merakım vardı. Askerlik bitti, iş güç falan derken sonunda forumdan @taskind üstadla tanıştım ve ilk ekipmanlarımı kendisi, gayet samimi bir şekilde sağladı sağolsun. Nasıl bir aile olduğunuzu o zaman daha iyi anladım. Bugün ilk tıraşımı oldum. O kadar keyifliydi ki anlatamam
Önce bir duşun ardından ılık suda beklettiğim fırçamın fazla suyunu yavaşça silkeledim. Cellamı açtım. Acıbadem kokusunu içime çektikten sonra fırçamı sabunla yükledim ve köpürtmeye başladım. Köpük istediğim kıvama gelmeye başladıkça sabırsızlığım arttı. Yüzümü ılık suyla güzelce ıslattım. Usturam tezgahta yatıyor ve bu ritüeli izliyordu. Köpüğü güzelce yüzüme uyguladım ve istediğim gibi bir kıvam elde ettim. Usturamı aldım ve yüzüme biraz heyecanlı, biraz da korkarak yaklaştırdım. Ustura yavaşça yüzümde kayarken sakallarımdan çıkan çıtırtıları biraz hayret, biraz zevkle dinliyordum. Elim alıştıkça daha uzun geçişler yapmaya başladım. Ustura resmen yüzümde dans ederken sakallarım çıtırdayarak çeliğe boyun eğiyorlardı. Çelik resmen "sen beni yüzüne yaklaştır yeter. Gerisini ben hallederim diyor". Hatta denemek için açıyı biraz daha dikleştirdim ama çeliğin, jiletlide olmayan yumuşak ve aynı zamanda sert yapısı yüzümde resmen akıyordu. Çelik yekpare ve sert yapısıyla gerçekten güven veriyor üstadlar. İlk perdeyi böylece tamamladım ve jiletlide, tahrişten korkutuğum için yapmaya cesaret edemediğim ikinci perdeye başladım. İkinci perdeyi de keyifle tamamladım. Yüzümü soğuk suyla yıkadım ve usturamı güzelce kuruladıktan sonra bir dahaki tıraşa hazır olarak yerine kaldırdım. Beni böyle bir keyifle tanıştıran bütün Geltir ailesine selamlar.
Önce bir duşun ardından ılık suda beklettiğim fırçamın fazla suyunu yavaşça silkeledim. Cellamı açtım. Acıbadem kokusunu içime çektikten sonra fırçamı sabunla yükledim ve köpürtmeye başladım. Köpük istediğim kıvama gelmeye başladıkça sabırsızlığım arttı. Yüzümü ılık suyla güzelce ıslattım. Usturam tezgahta yatıyor ve bu ritüeli izliyordu. Köpüğü güzelce yüzüme uyguladım ve istediğim gibi bir kıvam elde ettim. Usturamı aldım ve yüzüme biraz heyecanlı, biraz da korkarak yaklaştırdım. Ustura yavaşça yüzümde kayarken sakallarımdan çıkan çıtırtıları biraz hayret, biraz zevkle dinliyordum. Elim alıştıkça daha uzun geçişler yapmaya başladım. Ustura resmen yüzümde dans ederken sakallarım çıtırdayarak çeliğe boyun eğiyorlardı. Çelik resmen "sen beni yüzüne yaklaştır yeter. Gerisini ben hallederim diyor". Hatta denemek için açıyı biraz daha dikleştirdim ama çeliğin, jiletlide olmayan yumuşak ve aynı zamanda sert yapısı yüzümde resmen akıyordu. Çelik yekpare ve sert yapısıyla gerçekten güven veriyor üstadlar. İlk perdeyi böylece tamamladım ve jiletlide, tahrişten korkutuğum için yapmaya cesaret edemediğim ikinci perdeye başladım. İkinci perdeyi de keyifle tamamladım. Yüzümü soğuk suyla yıkadım ve usturamı güzelce kuruladıktan sonra bir dahaki tıraşa hazır olarak yerine kaldırdım. Beni böyle bir keyifle tanıştıran bütün Geltir ailesine selamlar.
Love is a razor and I walked the line on that silver blade....

