Geleneksel Tıraş Forumları

Tam Versiyon: Dizel yakıt hakkında
Şu anda arşiv modunu görüntülemektesiniz. Tam versiyonu görüntülemek için buraya tıklayınız.
Sayfalar: 1 2 3
http://t24.com.tr/haber/dizel-araclarin-...yor,206209

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), dizel motorlardan çıkan egzoz gazının asbestos, arsenik ve hardal gazı gibi zehirli gazlar kategorisinde olduğunu ve insanlarda kansere neden olabileceğini açıkladı.

Örgüt yetkilileri, dünyadaki motorlu araç üreticilerini, dizel motor üretimini en kısa zamanda azaltmaya çağırdı. Açıklamayı yapan uzman grubu, dizel egzozunun bilhassa akciğer kanserine neden olduğunu, mesane kanseri ile de ilintili olduğunu bildirdi.

Reuters'in haberine göre bağımsız bir uzman grubu bir hafta boyunca, dizel benzin ve normal benzinin kanser yapma potansiyelini değerlendiren bilimsel sonuçları tartıştı ve bunun ardından karar açıklandı.

Araştırma sonucu dizel benzin egzozunun asbest, arsenik, hardal gazı, alkol ve tütün ile aynı derecede zararlı olduğunu söylüyor.


Sadece otomobillerde yok

Dizel araçlar özellikle Avrupa'nın batısında daha çok kullanılıyor. Ayrıca dizel sadece otomobillerde değil gemi, tren ve güç jeneratörlerinde de kullanılıyor ve insanlar bu egzozu sadece otoyollarda değil işyerlerinde, günlük hayatın bir çok yerinde soluyor.

Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC) direktörü Christopher Wild, özellikle gelişmekte olan ülkelerin daha büyük risk altında olduğunu belirtti. Çünkü bu ülkeler yeni teknolojiyi kullanmasına rağmen koruyucu önlemler konusunda yıllarca geriden geliyor. Dizel egzozu yaklaşık 20 yıldır IARC tarafından insanlar için 2A tehlike grubunda kanserojen kabul ediliyor.



Yazılarını beğenerek takip ettiğim mtutun' un dizel yakıt üzerine yazdığı bir makaleyi buraya kopyalıyorum

http://subaru4ever.com/index.php/topic,1...ml#msg6039


Dizel / Benzinli seçeneği arasında seçim yaparken tabi ki tüketim, performans, 2. el vb bir çok kriter rol oynar. Ancak çok ciddi oranda da çevre ve insan sağlığı da rol oynuyor bu konuda.

Dizel motorların çevre ve insan sağlığı üzerindeki negatif etkisi çok yüksek ne yazık ki! Bu sebeple Avrupa dışındaki ülkelerde kullanım şansı bulamadılar bugüne kadar, çünkü sert çevre kanunlarını geçemiyorlar. Yeni yeni ABD'de çok nadir modeller satışa sunulma izni alabildi ama bunlar da ad blue sıvısı ile birlikte + çok yüksek bir sürücü uyarı ve motor güç sınırlayıcı donanım ile birlikte mümkün.

Avrupa'da çevre anlamında sadece salınan CO2 anlamında bir takıntı var ama esas acil ve derhal tehdit yaratan NOx gaz bileşenleri ve kanserojen etkisi yoğun partiküller anlamında ciddi bir ihmal var yıllardır. CO2 tabi ki çevre için uzun vadede iklimsel çevrimi bozması açısından zararlıdır. Ancak doğal bir gazdır, tüm canlılarında salgıladığı. Dünya'daki sorunu, aşırı salgılanması ve dönüşümünü sağlayan yeşil örtünün insanoğlu tarafından azaltılmasıdır. NOx bileşenleri ise, doğal olarak bulunan gazlar değildir ve zehirlidir. Salınan partiküllere zaten yorum yapmıyorum.

Peki neden Avrupa CO2 takıntılı uzun süredir? Bu konuda kesin bir bilgi yok. Benim tahminim var. Avrupa siyasi olarak büyük ihtimalle üreticilerini korumak istedi, özellikle de ABD otomotiv piyasasının uzak doğulular tarafından istila edilerek, otomotiv endüstrisinin çok zor durumlara düşmesini görerek. Bu sebeple Japonlar için üretmesi ekonomik olmayacak (sadece Avrupa'da tüketildiği için) dizel motorları teşvik etti, diye düşünüyorum. Salınan CO2 miktarı salt tüketim miktarıyla ilintili olduğundan da, yapısal olarak daha fazla tüketilen benzin motorlulara göre vergi avantajı ve teşvik sağlandı.

Bildiğiniz gibi, 1 litre modern EU5 ve 6'ya uygun motorin üretimi, 1 litre aynı standarda uygun üretilen benzinden daha pahalı. Bir çok AB ülkesinde zaten motorin ve benzin fiyatları da aynı ve hatta İsveç gibi ülkelerde motorin daha pahalı. Yine isveç gibi ülkelerde dizel araçlara yıllık vergiler daha yüksek, hava kirletim cezası gibi bir şey. Bizde de modern motorin üretimi benzinden daha maliyetli. Ancak ülkemizde motorini kırsal kesimde de çok yoğun tükettiğimiz için siyaseten motorin üzerinde çok daha az vergi uygulanarak, benzin den daha ucuz tutuluyor. Geçenlerde gazetelerde vergiler arındırıldıktan sonra benzinin daha ucuz olduğu yayınlanmıştı.

Bir de en tehlikeli kısım araçların yaşlandıkları zamanki durumları. Bildiğiniz gibi, dizel motorlarda çok ciddi bir partikül sorunu olduğundan DPF olarak adlandırılan bir partikül filtresi ile satılma zorunlulukları var. Bu filtrenin yenilenmesi çok ciddi rakamlar, hele ki araç fiyatları yükseldikçe. Bu araçlar 5-10 yaşına ilerleyip, 3.4.5. sahiplerine geçtiklerinde çevre için tam bir bomba haline gelebiliyor. Çünkü DPF filtresini yenilemek, bazen aracın maliyeti veya çok ciddi rakamlara ulaşabiliyor. Ülkemizde AB standardında yakıt teoride var. Ama bu yakıtın istasyonlarda saklanma koşulları ve sadece diğer etmenler demekle yetineceğim, AB standartlarından çok uzak. Bu durumda DPF tıkanma problemleri çok yeni araçlarda bile meydana gelebiliyor. Bu durumda kullanma alışkanlıklarına göre araç seçmeyen kullanıcıların da fonksiyonu var tabi...

Gereksiz bir şekilde uzattım, kusura bakmayın. Şunu söylemek istiyorum. Dizel motor ekonomik sürüşün geleceği değildir, sadece bizim içinde bulunduğumuz gibi nadir ülkelerde siyaseten yapılan tercihler nedeniyle, günümüzün ekonomik ara tercihidir. Benzinden sonra çevrecilik adına esas ara model hybrid modeller ve nihai hedef ise enerji çevrimini kendi içinde yapabilen sıfır emisyonlu araçlardır.

Bugün dizel motor yüzdesinin artması ile Londra gibi metropollerdeki artan hava kirliliği artık yoğun olarak konuşuluyor.

Yani ülkemiz vergi şartları göz önüne alındığında 1.6 litre turbo benzinli ve 1.6 turbo dizel seçimi arasında tercih yapan herkesin kararına saygı duymakla birlikte , size kararınızın aracını az kullanan bir doktora yakışan bir karar olduğunu söylemek istedim. Sadece çevrecilik açısından değil, performans ve kullanım (akustik konfor) konforu, sürüş konforu, farklı kullanım şartlarına uygunluk, yakıt kaynaklı problemlere daha düşük hassasiyet, sorunsuzluk anlamında 1.6 benzinli her zaman üstün olacaktır. 1.6 dizelin üstün olacağı konular ise, tüketimden kaynaklı yakıt ekonomisi (bakım ekonomisi değil) ve 2.el değeri olabilir.



Gerçek hayat kullanımında dizellerin daha dayanıklı olduğunu söylemek zor tabi. Her parametre teoride dizel motorun daha uzun ömür sağlamsını işaret eder. Ama bu şartın gerçekleşmesi için tüm parametrelerin mükemmeliyetle gerçekleşmesi gerekir. Nedeni de aşırı yüksek basınç. Ortama bir turbo dizel makine 16:1 sıkıştırma oranı ve 0,8 bar turbo ile çalışsa bu teoride (diğer değişkenler ihmal edilerek) 14,7 x 1.8 x 16= 423 psi gibi inanılmaz bir silindir içi basıncına ulaşılır. Halbuki, yine 0,8 barlık bir turbo ile 10:1 sıkıştırmalı ortalama bir turbo benzinli motor teorik olarak deniz seviyesinde ve diğer valve overlap, cam zamanlaması gibi değişkenler ihmal edilerek yaklaşık 264 psi gibi bir silindir için basınca tekabül eder.
Bu da doğal olarak dizel makineye bir kullanım hassasiyeti de verir. Diğer bir kullanım hassasiyeti de basınç ile ateşleme sistemidir. Bu durum tahmin edileceği üzere yakıt, yağ, bakım, kullanım, servis kalitesi, hava kalitesi gibi durumlara hassasiyeti yükseltiyor.

Dizel örneğin CO2 salınımında benzinliden üstündür. Ana NOx gibi zehirli gaz salınımı ve kanserojen partikül salınımında benzinliden geridedir. Neden dizel motorlar Avrupa dışındaki modern pazarlarda satılamıyor? ABD'de bazı eyaletlerde satış izni alan Mercedes, VW gibi markalar her dizel motorunu değil de, sadece oraya özel makinalarını ve blue sıvısı (yani üre bazlı kimyasal) katalizörü kullanmak şartı ile satılıyor?

Örneğin sizin aracınızın şu anki hali ile ABD ve Japonya gibi ülkelerde çevre kanunları yüzünden satılamıyor. İsveç gibi ülkede ise yıllık çevre ceza vergisi ödenerek kullanılıyor.

Eğer dizeli seviyorsanız gürültü izole edilebilir, ama dizelin bazı sürücüler tarafından sevilmemesinin bir takım başka sebepleri de var;

- Güç sunulan bandın darlığı ve performanslı manuel vites kullanımında çok sık vites değiştirme zorunluluğu,
- Güç sunumunun lineer olmaması
- Yüksek silindir içi basınca dayanım için daha pahalı ve ağır malzemeler kullanım zorunluluğu, sonuç olarak daha ağır motor ve ön arka ağırlık dengesinin bozulması. Direksiyon tepkilerinin netliğinden kaybetmesi.

Sportif kullanım haricinde günlük kullanımda uygun olmadığı ve problematik hale geldiği koşullar;

- Çok kısa mesafelerde sık kullanım,
- Genellikle motoru soğuk kapatılan rotalarda kullanım
- Çok fazla dur kalk trafik koşullarında sürekli kullanım

Bu kondisyonlar dizel makinalarda genellikle orta vadede kurumlanma ve kısa vadede de DPF rejenerasyon problemine yol açar. Bu sorunun tekrarlaması veya ihmal edilmesi ise, zaten çok yüksek iç basınç sebebi ile ileri düzeyde problemler yaşanabilir.

Neyse burası genel bir forum, daha fazla detay yazarak okunmayacak bir yazı için fazla vakit ve efor kaybetmek istemiyorum. Özeti şudur; dizel makine ve benzinli makine bugünün makinalarıdır, aynı jenerasyondur ve birbirinden daha iyi veya kötü diye yorumlamak doğru değildir. Tıpkı turbo motorun sadece bir tercih olması ve atmosferik motora göre daha ileri bir teknoloji olmaması gibi. Sadece bunların arasından ihtiyaca, zevke ve çevre hassasiyetinize göre seçmek gerekir.

Her iki makine da önce hybrid, sonra elektrikli ve en son olarak da yakıt hücreliler tarafından yenilenecektir.














Ayrıca Japonyada Kamyonların büyük çoğunluğu lpg li veya benzinli, dizel bir arabanın arkasında durduğunuzda egzoz dumanı sizi nasıl da rahatsız ediyor öyle değil mi oysa ki benzinli/lpg li bir arabanın arkasında durduğunuzda o kadar da rahatsız olmuyorsunuz.
Yazı çok bilgilendirici ve kendini okutan cinsten, paylaşım için teşekkürler. Araç kullanımında eğer salt olarak kullanım zevki arıyorsam yakıt tüketimi düşünülmeden yapılmış atmosferik bir benzinli motorun yerini hiç bir motor dolduramaz fakat günümüz şehirleri, trafiği gibi etmenler göz önüne alınınca genelde seçimimizi başka motorlardan yana yapmak gerekebiliyor. Türkiye'de yaşayan ve yılda ortalama 15bin KM yol yapan bir vatandaş için genelde tercih dizellerden yana kullanılıyor. Modern dizeller özellikle son yıllarda çıkan modeller CO2 emisyonları ile beraber gizli tehdit olan NOx emisyonuna da dikkat etmeye başladılar, yeni nesil BMW, Mercedes, Audi ve VW dizel araçları AdBlue kimyasalıyla desteklenen filtrelere sahip ve bu şekilde NOx emisyonu %40a kadar azaltılabiliniyor. Fakat ülkemizde alınan dizel araçların performansı yükseltilmek istenince yapılan ilk işlem hep katalitik konvertörü ve DPF filtreyi sökmek olduğu için ne kadar AR-GE yapılıp böyle teknolojiler geliştirilse de boş.

Son yıllarda çıkan turbo benzinli araçlar gelişmiş otomatik viteslerle de birleşince performansları artıp tüketimleri iyice düştü. Dizelin daha pahalı veya eşit fiyatla satıldığı ülkelerde turbo benzinliler ekonomik olarak dizelleri geçmiş durumdalar. Ülkemizde bile dizel-benzin farkı 45 kuruşun altına düştüğü zamanlarda KM/TL oranları birbirine yaklaşıyor. Ülkemiz petrol üretimi olmamasına rağmen Avrupa'nın en büyük tır filosuna sahip olduğu için ve tarımla uğraşan kesime daha çok masraf çıkmaması için mazot fiyatı çeşitli teşviklerle ve vergi indirimleriyle benzinin altında tutuluyor. Benzin/Dizel fiyatı eşitlense veya rafineri çıkış fiyatlarıyla orantılı olarak fiyatlandırılsa ülkemizdeki pek çok dizel kullanıcısı aracını satacaktır diye düşünüyorum =)

Birde bu emisyon işinin bence şöyle komik bir tarafı var; dünya denizlerinde şuan dolaşmakta olan pek çok gemi dizel yakıt kullanıyor pek azı ise benzin veya LPG/LNG kullanarak yol yapıyor. Bu dizel kullanan makineler ise bildiğimiz dizel yakıt değil baya baya katran kıvamlı, rafineride belki de asfalttan hemen sonra çıkan kalitesiz bir yakıt kullanıyor. California gibi çevre konusunda ekstra hassas bölgeler hariç dünya denizlerinde IFO 180 veya IFO 380 diye geçen yakıtlar kullanılıyor hemde 1-2 dizel arabanın yıllar içinde yakacağı yakıtı bir günde yakan gemiler tarafından kullanılıyor. Yakıtlar hakkında bilgi için: http://dev.ulb.ac.be/ceese/ABC_Impacts/g...efuels.php

Ortalama diyebileceğim günümüzde küçük kalmış 2000 TEUluk 180 metre civarlarında bir konteyner gemisini eko hızda seyir halindeyken elektrik için kullanılan dizel jeneratörler de dahil günde ortalama 30-35 ton yakıt harcar. Bu miktar geminin hızına göre 50+ tonlara kadar çıkabilir ki bu sadece 24 saat için. Evet otomobiller sayıca daha üstün olabilir fakat 24 saat boyunca kalitesiz, bol sülfürlü ve bol kurşunlu yakıtlarla çalışan gemiler NOx emisyonu söz konusu olunca daha ön plana çıkıyor olabilirler.

Gemilerle beraber bir diğer baş kirletici ise denetimsiz ve kaçak şekilde çalışan fabrikalar ve madenler. Özellikle Altın madeni aranırken kullanılan kimyasallar doğaya oldukça zararlı olmalarıyla biliniyorlar. Diğer çeşitli fabrikalar ise çeşitli regülasyonlarla denetlenen ve satışı yapılan ve görece temiz yakıt kullanan araçlardan çıkan gazları bile isteye solumamıza yol açacak kadar zehirli gazı doğaya salabiliyor.

Yazıyı biraz uzattım kusuruma bakmayın, okuduğunuz için teşekkürler =)
Binek dizel araçların faydası sadece ali ve cengiz beyleredir
Demirel konuyu zamanında şöyle açıklamıştı

demirel.jpg?w=604


Ayrıca Ş.Kızılot un yazısı var

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/21311036.asp

forumda

http://www.geltir.com/post-26003.html
Iki mesaj da harika, bilgilendirici. Cok keyif aldim okurken ve bilmedigim seyler ogrendim. Elinize saglik. Daha ehliyet bile almamis biri olarak katki yapamiyorum ancak devamini merakla bekliyorum. Smile
3017 benzin/LPG devam Big Grin

Zamanında Tofaş fabrikasında üretilen LNG(doğalgazlı) Dobloları İtalyaya sattıkları araç başına İtalya devletinde 6500€ alıyolardı

Doğalgazlı araç teşvik edilse Rusya’ya boşuna para ödemeyiz

TÜRKİYE’nin de İtalya’daki doğalgaz teşviğini örnek alması gerektiğini savunan Ali Pandır, şu öneriyi yaptı: “Rusya ile Türkiye arasında doğalgaz alımında bir anlaşma var. Türkiye, kullandığı doğalgaz kadar değil söz verdiği kadar ödeme yapıyor. Dolayısıyla cebimizden kullanmadığımız gaz için de para çıkıyor. Büyük israf yaşanıyor. Türkiye’de otomobilde doğalgaz kullanımı ve doğalgaz dolum istasyonlarının kurulması teşvik edilse, bu gazın bir kısmı araçlarda da kullanılabilir. Rusya’ya kullanmadığımız gaz için para ödememiş oluruz. Boşa giden gazı bir şekilde değerlendirmiş oluruz. Otoda doğalgaz kullanımı artarsa, petrol için ödediğimiz fatura da önemli bir düşüş olur. İtalya’da çevreci araçlara verilen teşvikler nedeniyle doğalgazlı Doblo ve Fiorino’ya talep arttı. 2010 Mart ayına kadar 20 bin adet doğalgazlı araç ihraç edeceğiz. Bu yıl teşviklerle talep arttı. İtalya doğalgazlı araçlara 6 bin 500 Euro teşvik veriyor. Doblo’yu motosiklet fiyatına 3 bin 999 Euro’ya satılıyor. ”

http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/13260320.asp


bütün dünya lpg/benzin ve daha çevreci yakıtlara önem verirken
sadece AB yüzünden ki kendi dizel otomobil pazarlarını uzak doğululara kaptırmamak adına yaptıkları şey yüzübneb AB ülkeleri ve biz dizel otomobillere mahkum kalıyoruz... ha avrupalılar bunuda fark etti 1.0, 1.2, 1.4, 1.6 benzinli turbolara yöneldiler

bir nevi tarife dışı koruma oldu


Küçük turbo büyük atmosferik üzerine gene mtutun' un yazılarını paylaşıyorum burada

http://subaru4ever.com/index.php?topic=148.0
(01/06/2015, Saat: 18:15)ihtilaf Adlı Kullanıcıdan Alıntı: [ -> ]Binek dizel araçların faydası sadece ali ve cengiz beyleredir
Demirel konuyu zamanında şöyle açıklamıştı

demirel.jpg?w=604


Ayrıca Ş.Kızılot un yazısı var

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/21311036.asp

forumda

http://www.geltir.com/post-26003.html


Konuyla alakasını çözemedim? Ali mi zararlı Cengiz mi zararlı?
(01/06/2015, Saat: 19:17)emre-sti Adlı Kullanıcıdan Alıntı: [ -> ]Konuyla alakasını çözemedim? Ali mi zararlı Cengiz mi zararlı?

kızılotun yazısında açıklıyor alakası
(01/06/2015, Saat: 19:18)ihtilaf Adlı Kullanıcıdan Alıntı: [ -> ]kızılotun yazısında açıklıyor alakası

Şükrü hocam vergi yüzünden benzin dizel yakıt fiyat farkını yazmış.


Ben yukarıda doğaya ve insan sağlığına zararlardan bahsettim. Cebimize olan zararlardan değil
(01/06/2015, Saat: 19:24)emre-sti Adlı Kullanıcıdan Alıntı: [ -> ]Şükrü hocam vergi yüzünden benzin dizel yakıt fiyat farkını yazmış.


Ben yukarıda doğaya ve insan sağlığına zararlardan bahsettim. Cebimize olan zararlardan değil

Hem cebe hemde doğaya yaramıyor,iki taraftan zarar bize,vatandaş ve ülke cebine zararı hoca açıklamış
Üretim yada ekonomik kararlar alınırken doğa faydası gözetilmiyor sonradan bakıldığında aslında ekonomik faydası da göreceli
Olay sadece LNG değil. Hiç bir alternatif yakıt tüketen araca destek yok. Tam elektrikli araçtan hala ÖTV alınıyor.
Ben İsveç'teyken Flexifuel kullanan araçlar yaygındı. Bu araçlar %100 benzin, %100 etanol veya bu ikisinin herhangi bir ara karışımı ile kullanılabiliyor. Yaşadığım şehirdeki bütün belediye otobüsleri de Flexifuel araçlardı. Adam ne kadarcık tarım üretiminin artıklarıyla etanol üretip kullanıyor. Biz sözde tarım ülkesiyiz ama daha tarım ülkeliği bile yapamıyoruz.
Sayfalar: 1 2 3