Geleneksel Tıraş Forumları

Tam Versiyon: Geleneksel Tıraşın Tarihinde Ustura Kullanımı
Şu anda arşiv modunu görüntülemektesiniz. Tam versiyonu görüntülemek için buraya tıklayınız.
Sayfalar: 1 2 3
Merhabalar,

Safety Razor ile tıraş olmaya başladığım 4-5 sene öncesine kadar, herkesin ortak sözü "Aman oğlum, onlarla yüzünü dağıtırsın" Oysaki dağıtmıyoruz değil mi?

3-5 bıçaklı sistemler çıktı, çıkış sebebi malum hepimiz biliyoruz, şimdi bandı geriye sarmak istiyorum.

Kartuş öncesi Safety Razor vardı. Safety Razor'dan önce ustura vardı. Safety Razor'un amacı ustura tıraşını güvenlikle buluşturmaktı.

Hepsinden önce ise USTURA vardı.

Şimdi soru: 
O zamanlar insanlar sadece berbere mi gidip tıraş oluyordu?
Bir adam, yahut 20li yaşlarda genç arkadaş acaba hiç mi evinde tıraş olmadı?
Her tıraş olmak isteyen illaki berbere mi mi gidiyordu yoksa mutlaka yüzünü mü doğruyordu?
İnsanlar ustura kullanamadığı için mi Safety Razor icat edildi?  

Ve son soru, sizce bu jiletleri de bitirip bizi tamamen kartuşlulara mahkum ederler mi Smile

Saygılarımla
Güzel sorular komşum, bence dönemine göre insanların el melekeleri de gelişmiştir. Ben kartuşların mühendislik harikası olduğunu düşünüyorum,zahmetsiz sıfır tahriş ile tıraş oluyorsunuz. Ama kolaycılığı ve özensizliği de getiriyor diye de düşünüyorum. Muhtemelen sadece ustura kullanılan dönemde olmuş olsak zorda olsa çekirdekten öğrenirdik bu işi,nasıl kartuş çıkmadan DE yi gözü kapalı kullanan abilerimiz olduğu gibi. Jilet sektörü de berberler bitmeden sanırım bitmez. Ustura,DE reklamı zaten yok. Ama ürünler piyasada halen. Dolayısıyla jilet,DE,Usturaya değişik alternatifler piyasaya pompalanır ama onların dönemi bitmez diye düşünüyorum.
Çok güzel yorumlar yazmışsınız komşum teşekkür ederim. Bahsettiğiniz gibi çekirdekten öğrenirdik bu işi. Berberlerin sıklıkla kullandığı "sakın sen deneme, yüzünü parçalarsın" sözüne hak veriyorum ama çok da itibar etmiyorum; zira sen de doğuştan öğrenmedin bu işi. Ayrıca bazı berberler tanıdım, kendileri ile sorunları vardı. Yaptığı işten memnun değildi, hafiften ezilmişlik kompleksleri vardı, onlara göre milletin kafasını kulağını yıkamak idi yaptıkları iş. Şimdi bu adamın elindeki tek koz, ustura tıraşı yapıyor olabilmesi. Onu da kaybetmek istemeyecek. "Sen kimsin len ustura ile tıraş olacak!"
Komşum emin olun berberlerin hepsi de çok iyi tıraşlar çıkartmıyor. Bir işi sevmek, yani işini severek yapan insan çok az ülkede..Bu berberler için de geçerli. Bence standart sağladı mı olay bitiyor.. Ben her zaman biri ,bir işi yapabilmişse ben neden yapamayım diye düşünürüm. Dolaysıyla berberin ustura ile yaptığı tıraşı da siz sebat etseniz yapabilirsiniz.
Tıraşın tarihi çok eskidir, sakal tanelerini deniz kabuklarıyla cımbız gibi sıkıştırıp çekmekten, yakmayla başlamış, obsidiyen derken ilk ilkel kesici ustura benzeri gereçlerle devam etmiş 1740da dökme çeliği de icat etmiş olan Benjamin Huntsman tarafından bildiğimiz modern hali yaratılmıştır. Bundan sonra da üzerinde ufak tefek oynamalar yapılar bugünlerde kullandığımız nihai halini bulmuştur.

20. yy'a kadar tıraş olma çoğunlukla berberlere yaptırılan bir işti. Ortaçağda berberler belirli dönemlerde köyleri gezer insanlar tıraş olmak için sıraya girerlerdi. Hatta osmanlının son döneminin kartpostallarında bununu fotoüraflarını da görebilirsiniz. Aristokratların ise kendi özel berberleri vardı. Sonraları gezici berberler ortadan tamamen kalktı. 1900lere gelindikçe kendi kendi tıraş etme giderek daha fazla yaygın hale geldi. 1900lerin başlarına kadar ustura kullanımı çok yaygındı. Aslında tıraş olma işini daha basit ve tehlikesiz hale getirmek için ta ortaçağdan beri pek çok deneysel tıraş gereci üretilmişti ama bunlar pek kabul edilmediler. Sonraları Single Edge Razor denilen se aletlerin ataları çıkmaya başladı. Bunların çelik ustura gibi bıçakları vardı aynı mantıkla bilenip honlanıp, saptaki kafaya monte edilip daha rahat ve güvenli bir tıraşa imkan veriyorlardı. 1800lerin son yıllarında kısa bir dönem kullanıldılar. Yani modern tıraş aletinin ilk atalarıydılar. Daha sonra bu şekilde kesci çelikleri bilemek insanlara zor geldiği için tek taraflı jiletler ortaya çıktı, american safety razor compsny, Gem cutlery, Kampfe kardeşler bunlara örnektir. Bunlar 1920-1940lı yıllarda yaygındılar. Bu arada King Camp Gillette 1901'de ilk çift taraflı yaprak jileti ve bununla çalışan modern tip double edge razor denilen de'leri üretti. Bunların jiletleri bugünkü yaprak jiletlerden biraz daha farklıdır. Bu dönemde çeşitli üreticiler yeniden bilenebilen jiletler ve bileme makineleri icat ettiyse de insanlara hiç uğraşmadan körelen jiletin yerine sıfır yeni jilet alma fikri daha kolay gedi ve Gillette'in bu fikri çok iyi tuttu. Çok akıllı bir adamdı, yaprak jiletin hammaddesi de üretimi de oldukça düşük maliyetliydi, sürümü çok yüksekti ve talep kesintisizdi. Zaman içinde yaprak jiletler ve de makineler de hafif modernleşmeye uğradılarsa mantık aynı kaldı. 1960lara kadar se ve de aletler pazarda beraber satıldı beraber kullanıldı. Sonraları Gillette pazarı slim, fatboy, superslim gibi makinelerle tamamen ele geçirdi. Kullan at plastik tıraş bıçakları ve kartuşlu tıraş aletleri çıkana kadar da pek değişim olmadı.

Bu süreçte de olsun, se olsun, çelik ustura olsun hep belirli bir kesim için yerlerini korudular ve bugüne kadar geldiler, iyi ki de geldiler yoksa belirli başlı 1-2 firmanın kartuş oyunlarına bağlı köleler olarak kalacaktır.

Safety Razor'un ilk icat edilme mantığı insanlara kolaylık olsun diyeydi. Yağrak jilet kullanıp yaygınlaştırma fikri ise herkese sürekli satarak müşteriyi kendine bağlamak ve sürekli para kazanmak fikriydi ki başarısını bugün hala görüyoruz. Bu yeni makinelerin son kulanıcıya pratiklik, bakım gerektirmeme, güvenlik ve tıraş kolaylığı olarak döndüğünü de düşünürsek alan memnun veren memnun durumu ortaya çıkmıştı ta ki 90lar ortalarında kartşların artık aşırı fiyatlandırılıp, üreticilerin sürekli size yeni ve daha pahalı makine ve kartuşlara zorla yönlendirmesine kadar. O yıllarda yani 90lar ortalarında insanlarda bir aydınlanma oldu ve bir grup elektrikli tıraş makinelerine, bir grup ise daha eski, otantik ve ucuz tıraş sistemlerine geri dönme kararı aldı. Bunu kimi insan jiletli usturayla, kimi çelikle, kimi de aletle, kimi se aletle yaptı. Bugün tüm üretici firmalar bu aydınlanmanın farkında ve müşteriyi en yeni ürüne yönlendirmek için çok agresif bir pazarlama ve reklam stratejisi izleniyor. Fakat dünyadaki büyük tıraş forumlarının sayısını düşünürsek, her dilde her ülkede klasik tıraşla ilgili forumların giderek arttığını düşünürsek işler 90lardaki kadar parlak olmayacaktır büyük üreticiler için.

İnsanlarda farkındalık uyandırma ve başka bir çok opsiyonun olduğunu, bunun bir eziyet dğeil de keyife dönüşebileceğine göstermek de bizlere düşüyor. Sitenin 1000 üyesi varsa birkaç yılda bu bin kişide bir farkındalık yaratabilmiş olmak güzel birşeydir. Bu bugün bin olur yarın 5bin olur, öbür gün 30bin olur. Paylaşıldıkça artar.
lord bütün ayrıntılara değinmiş tarihi ile ilgili. ben de diğer sorunuzla ilgili yorum yapayım;

jiletli ustura kullandığım dönemlerde ben de düşünmüştüm, kalite bazı markalarda "yeni üretim" diye düşüyordu. dünyadaki ekonomik durum malumunuz, maliyet azaltma yöntemini tercih ediyorlar bazı markalar. acaba iyi bir üretim bulduğumda ömürlük stok yapsam mı diye çok geçirmiştim aklımdan Smile ancak yalnızca ülkemizde değil dünya üzerinde büyük bir pazar var bununla ilgili. yalnızca 2-3 marka kalsa bile devam edecektir diye düşünüyorum ve bu devam edenler kesinlikle en çok tercih edilen, daha kaliteli markalar olacaktır doğal olarak. tamamen hakiki usturaya geçip, bütün bunlardan kurtuldum Smile

berber konusunda haklısınız, başlarda çok engellemeye çalışmışlardı arkadaşlarım. hala da inanamazlar lakin insanoğlu herşeye alıştığı gibi, bunu da öğreniyor, alışıyor.
5 kişiyi aydinlatabildim şimdilik. Üçü hala wilkinson klasik,biri rimei kullanıyor. Birine de ,ki kardesimdir, Merkur kullanıyor. Hepsi birer çeşit sabun ve 2, 3 farklı jiletle idare ediyor. Sadece tek firca kullanıyorlar. Şaşırtıcı derecede memnunlar fircalarindan.Smile Isana porsuk kullanan bile. Balsam,losyon kullanıyorlar mı hiç bilmiyorum. Smile öyle bir duyarlılık lari pek yok. Smile
Hepimiz cok mutluyuz. Farkımız ben battim Smile))
Admin çok teşekkürler ederim çok güzel yazmışsınız. Ellerinize sağlık. Çok değerli bilgiler, paylaştığınız için teşekkürler ederim.

Geleneksel tıraşta, usturaların çok keyifli aletler olduğunu düşünüyorum. Ama şimdi gördüm ki, berberlerin haklı olma payı var. Anladığım kadarıyla herkes kendi evinde "hadi ben bir tıraş olayım" diyemiyormuş, Safety Razorlar da boşuna icat edilmemiş.

Forumdan önce ben zaten ilk sizin blog ile tanıştım. O zamana kadar yaptığım şeyi son derece saçma bir iş olarak görüyorum. Elinde 10 liralık siyah bir makine, 1 liralık jilet. Millet 40-50 lira para veriyor fusion alıyor kaliteli tıraş için. Sen de gidip taaa dededen kalma zımbırtılarla tıraş ol.
Elbette bu şekilde devam edersen kalitesiz tıraşlara mahkumsun. Zira ben hiç bir şekilde, ucuz ekipmanlarla geleneksel tıraş keyfi alıncağına inanmıyorum. Ancak, ekipmanın olursa, işte o zaman fusion gibi makinaların sadece basit birer oyuncak olduğunu anlıyor insan.
Ben babamı 20 seneden sonra DE'ye döndürdüm. Şuan Omega Pure Porsuk, EJ DE89 Barley ve Cella kullanıyor. Bir jiletle 5 tıraş çıkartıyor rahat. Eh tabi kösele olunca güzel tabi Big Grin
(17/03/2015, Saat: 13:16)ohtararan Adlı Kullanıcıdan Alıntı: [ -> ]lord bütün ayrıntılara değinmiş tarihi ile ilgili. ben de diğer sorunuzla ilgili yorum yapayım;
jiletli ustura kullandığım dönemlerde ben de düşünmüştüm, kalite bazı markalarda "yeni üretim" diye düşüyordu. dünyadaki ekonomik durum malumunuz, maliyet azaltma yöntemini tercih ediyorlar bazı markalar. acaba iyi bir üretim bulduğumda ömürlük stok yapsam mı diye çok geçirmiştim aklımdan Smile ancak yalnızca ülkemizde değil dünya üzerinde büyük bir pazar var bununla ilgili. yalnızca 2-3 marka kalsa bile devam edecektir diye düşünüyorum ve bu devam edenler kesinlikle en çok tercih edilen, daha kaliteli markalar olacaktır doğal olarak. tamamen hakiki usturaya geçip, bütün bunlardan kurtuldum Smile
berber konusunda haklısınız, başlarda çok engellemeye çalışmışlardı arkadaşlarım. hala da inanamazlar lakin insanoğlu herşeye alıştığı gibi, bunu da öğreniyor, alışıyor.
Ömürlük stok yapma huyu bende de var sayın komşum Smile Ama biraz zaman geçtikçe gördüm ki ömrümü stok yapamıyorum ki Smile 
Dedem çok sevdiği çizilmesin diye gözünden sakındığı saati bana bıraktı ve gitti uzak diyarlara, ve ben belki aldığım gün çizdim o saati. Benim de gözümden sakındığın o alet edevatlarımın sonu da aynı olacak büyük ihtimalle.
20li yaşlarda kola içmeyi çok severdim, o zamanlar belki ömürlük kola stoku yapsaydım, şimdi hepsi boşa gidecekti zira yaş ilerledi kolayı bırakın maden suyu bile ağır geliyor mideme..
Dediğiniz gibi, biz kullandıkça, dünyada 2-3 marka kalacak. Ve e-ticaret hızla yaygınlaşacak. Ve belki de alışveriş bundan daha kolay olacak.
Sayfalar: 1 2 3